Yönetmen koltuğunda Selçuk Aydemir'in oturduğu komedi türündeki filmin başrollerini, Ahmet Kural ve Murat Cemcir üstleniyor.

Baba, 40'lar ve 50'ler Amerika'sında bir İtalya mafya ailesinin destansı öyküsünü konu alıyor.

Trajikomik anlatım diliyle dikkatleri üzerine çeken, mizah unsurunun eksik olmadığı 'Küçük Şeyler', Onur ve Bahar çifti üzerinden ışığı sönen bir ilişkiyi anlatıyor.

Köklü bir ailenin, karşılarına çıkan büyük bir aşka karşı geleneklerini korumaya çalışmalarını seyrediyoruz.

Gerçek bir yaşam öyküsüne dayanan film, geçmişin aşklarını günümüzün ilişkileriyle karşılaştırırken seyircisini 60'lardan günümüze uzanan romantik bir yolculuğa çıkarıyor.

Altın Küre ve Emmy adayı Adam Sandler'ın başrolünü üstlendiği suç ve drama filminde Sandler, zenginlere ve ünlülere satış yapan bir kuyumcu dükkanı sahibine hayat veriyor.

Yine cesur ve kahraman Amerikan askerleri hakkında, savaşla pek ilgisi yok gibi duran bir aksiyon-gerilim filmi.

Son zamanlarda yanlış kararlar verdiğimi biliyorum. Ama seni temin ederim ki, yeniden eskisi gibi çalışmaya başlayacağım. Hala görevi yerine getirmek için büyük bir istek duyuyorum. Ve sana yardım etmek istiyorum. (HAL)

Stephin King'in ünlü romanı 'It' bomba gibi geliyor.

Siyasi bir komplo sonucu masum bir adam müebbet alır. Kardeşi ise bunu kabullenemez ve ikisini de hapishaneden dışarı çıkaracak çok iyi bir planla içeri girer.

Acımasız, katillerin bulunduğu Could Mountain hapishanesinin E bloğuna hoş geldiniz. Buradaki mahkumlar "Yeşil Yol" diye bilinen elektrikli sandalye ye giden yol için sıralarını beklemektedir.

Sadece bir dizi değil, bir felsefe olarak da harika bir iş olmuş.

BluTv ve FX ortaklığında hayata geçen, başrollerini Kenan İmirzalıoğlu, Ahmet M. Taylan ve Melisa Sözen'in paylaştığı ve yönetmen koltuğunda ödüllü yönetmen Emin Alper'in yer aldığı bir polisiye-gerilim.

Üçkağıtçı fakat bir o kadar da sevimli Kaptan Jack Sparrow'un korsanlık yaşamı, düşmanı Kaptan Barbossa'nın gemisi Siyah İnci'yi çalmasıyla bir anda altüst olur.

Nuri Bilge Ceylan, kasabayla başlayıp Mayıs sıkıntısıyla sürdürdüğü "pastoral senfoni"yi, bu kez koskoca bir kentin, İstanbul'un, karmaşa ve gürültüsüyle birleştiriyor.