Geleneksel bir ailenin, hem komedi hem de drama unsurları içeren mahalle hikayesi.

"Ekmek aslanın midesinde, bir de ekmek teknesinde."

Ekmek Teknesi, konusuyla ciddi bir şekilde sarsan ahali komedisi. Bu hikaye anlatımı bize 21. yüzyılın 'Dede Korkut'unu anımsatır. Çocukluk yaşını geçmiş semt sakinlerini; kahvehanenin en baş köşesinde, onlarca kişinin ortasında, sessiz bir vaziyette hikaye dinlediği modern bir Dede Korkut olarak izliyoruz. Başkarakterin benzer sunumu tesadüfi değildir; aksine karakteri hikayeci kişiliğe büründürme amacı taşımaktadır.

Bu tipik bir esnaf hikayesi olarak ortaya çıkar. Neredeyse kasaba sakinlerinin tamamının süzülmüş zarafetleri, doğal hayal ürünleri ve inişli çıkışlı sosyal halleri ile doğruyu ve yanlışı seyircilere gösterir. O çıtır ve sıcak ekmeğin gevrekliği, yeni alınmış market poşetlerinin esnaf bakkalının önünden geçerken saklanıldığı yılları, park içinde salıncak sırası bekleyen çocukları, halk ve esnafın ikili ilişkilerine dayanan saygının nasıl iyi hissettirdiğini az çok anımsatan ve hepimizin yaşamış olduğu semtlere benzer hikayesini dinlerken küçük parçaları düzenlemeye çalışan bir masalcı eşliğinde bizler de kahve ahalisine eşlik ediyoruz.

Öykünün merkezinde karşımıza ak-top sakallı bir hikayeci çıkıyor. Konuşmaları etkileyici. Hiçbir çıkar kovalamayan, sosyal yaşam üzerine yaşamış olduğu tecrübelere, geleneksel mitlere ve gururumuzu kabartan olaylara dayalı etkileyici sunumu ile mahalledeki herkesin "Prime Time" olarak beklediği ve rahatlıkla herkesi ikna edebilme gücüne sahip, fareli köyün kavalcısı. Kullandığı flüt ve melodiler insanı kendine çeker vaziyette.

Amacı insanları dolandırmak ya da hayal satmak değildir; biri asla beş yapmaz. Bir yerlere gelme çabası ve endişesi duymamakta olan saf bir anlatıcı görünümündedir. Anadolu'un ücra yerlerinden kalkıp gelmiş, yaşamlarını idame ettirme endişesinde olan ve çalışan-çalışmayan mahalle esnafını anlatan, aramızdan uzun yıllar önce ayrılmış ve izlerken beraber yolculuk yapmış olduğumuz nadir kaliteli sunumlardan birisidir.

Nusret Baba yalnız değil, aksine beş prensese sahip bir ekmek ustası olan "Somuncu Baba" rolünde. Tecrübesini ve büyülü yolculuğunu anlatan yüz ve hat çizgileri ile çevresindeki insanları mutlu etmek ve mutsuzluklarını tecrübesi sayesinde engellemek isteyen, mahallenin kabul ettiği Nusret Baba'dır.

Bu masum ve yerel anlatı bizlere bir şekilde iyi hissettir ve kazasız ilerlememiz için bir yol haritası sunar.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları