"Bir insan ölünce her şeyini kaybeder ama bir köle ölünce sadece acılarını kaybeder."
Kabul edelim ki bu sıralar popüler bir mertebeye ulaşmış mental yapımların geneli ilk sezonlar biraz sönük, mantıksız ve düşük bütçe ile başlamakta. Bu disipline hak vermek en doğru olanı olsa da bize bir sezona mal oluyor. Kaygılarına ve korkularına hak vermemek elde değil çünkü piyasada tutmuş ve kendi kitlesini eline almış bir sürü yapım göze çarpmakta ve bu yapımlarla belli bir yarış içine girmek şu sıralar daha da zor görünüyor.
Spartaküs, tüm ön ve arka çalışmaları ile çok kaliteli duruyor. Başlangıçta verdiği tempo ve aşırı şiddet temalı bol kanlı eylemleri ile "300 Spartalı" ve "Gladyatör" tarzı bir kabuğa sahip gibi görünse de izleyici bir şeyleri fark ediyor ve bu öykü anlatımını en üstlere taşıyor.
Karakterlerin her biri öykü ile birlikte evrilerek yavaş yavaş büyüyorlar. Karakterler ile aksiyon ve zor yaşam modelleri de artarak büyüyor. 2 ve 5. bölümden sonra dizi, daha fazla dram kaldıramayacağımız boyuta ulaştığında ise seyirciyi yakalıyor ve "kanlı şov" patlıyor. Spartaküs gerçek izleyici kitlesini, 18-23 yaş aralığı olan ve "büyük çocuklar" olarak adlandırılan bir jenerasyonu yakalıyor. Hikayede kullanılan ahlaksız "ton" gerçekçi olarak kabul ediliyor ve Roma Uygarlığı'nın çok da inançlı, cennet ehli bir topluluk olmadığını hatırlatıyor.
Oyunculuk ilk bakışta düşük bir performans sunuyor olsa da hikaye ve roller ilerledikçe her bir aktörün performansı da aynı oranda ilerliyor ve büyüyor. "Canata" ve "Xena" gibi izleyicilerin aklında kalan birkaç performans ortaya konuyor.
Spartaküs: Kan ve Kum, Roma dünyasını çaresiz, haksızlığa maruz kalmış ve köleleştirilmiş insanların ve ezilen azınlıkların gözünden anlatmaya ve destansı ve trajik bir şekilde kaybolan ve kaybeden Roma'nın kudretine ve asil sınıfın gücüne meydan okumaya çalışıyor. Diplerden zirveye uzanan her yanlış hareketin ölümle sonuçlandığı bu mücadele, saygıyı hak ediyor. Kan ve Düello eylemleri arasında Spartaküs, üryan bir şekilde özgürlüğün üst sınıfın elinden nasıl alındığını, verilen mücadelenin alt sınıfın hala yaşadığı bazı zorlukları akla getirdiğini ve bu onurlu özgürlük mücadelesinin neden bu kadar sevilen bir şey olduğunu, kaybettiğimizde neler olacağını ve olduğunu, insanlara zaman içinde yeniden kazanmak için neyi feda etmeleri gerektiğini sert bir dille ve tam bir Gladyatör tarzıyla hafızamıza kazıyor.
Facebook Yorumları