"Kaybetmek ihtimali olmasaydı kim poker oynardı?"
Kalabalık bir şehrin bu farklı, gezi olaylarını anlatan Taksim Hold'em'in vizyoner gücü ve sessiz bir odada karşımıza çıkan beş arkadaşın olayı ele alış biçimi 30. Tokyo Uluslararası Film Festivali'nde Dünya Prömiyeri'ni yapmasının ardından vizyona yeni girmiş, politik anlatıya sahip bir yapım gibi durmakta. Michael Önder'in Taksim Hold'em'i herhangi bir sinema salonunda ziyaret ettiğinizde Taksim'deki üniforma ile sivil temalı yaşanmış sert ve iki taraf arasında geçmiş bu ürkütücü tablonun küçük parçalı olayları, poker masası başında normalde eğlenceli olması gereken oyun ve bu beş orta yaşlı gencin gezi parkı olaylarını ve protestolarını gecenin belli bir saatinde yaşamaları, konuşmalarında ve diyaloglarında belirleyici rol üstleniyor.
Film, sağduyuya meydan okuyan ve haklı olduğunu iddia eden bir anlatıya sahip durum sunar. Bu "güç dengesi" savaşında İstanbul-Taksim merkezli politik anlatısını ve öyküsünü kendi "haklı" pencerelerinden ele alışına tanık oluyoruz. Acaba hangi taraf haklı? O gün neler yaşandı? Son yıllarını geride bırakan kötü polis ve sivil imajını diyalog halinde işleyen akış devam ederken farklılıklar, grevler, sosyal haklar ve işçi hakları kendi politik eleştirileri eşliğinde kolay yoldan değil daha zor bir yoldan ilerlemek ister film.
Bu tarz politik yapımların çoğunun ortak noktası: Günümüz toplumunun iç siyasi ve rutin işleyişini keşfetmek. Kullanılan arka plan ve masada dönen oyuna bakılınca her ne kadar yerel olmayan bu resim güçlü bir yapım olmasına rağmen, anlaşılabilirliğini belli bir kalıba sokarak anlatmaktadır.
Birkaç yıl öncesine dayanan bu gerçek hikayede bir direniş olarak anılan gezi olaylarını, öğrencilerin nasıl örgütlendiklerini, neler yapabileceklerini ve ne kadar tehlikeli olabileceklerini hepimiz gördük ve hatırlıyoruz. Hükümetin politik uygulamalarını ve kafasına göre hareket eylemini durdurma çabaları gibi görünen bu olay acaba ne kadar dürüst? Her iki taraf da bu büyük "oyunun" bir parçası mıydı? Gezi olayları sonrasında gelişen olayları ele alınca hepimiz gördük ki dışarıda yaşanan bu kalabalık sokak eyleminde çoğu insan gerçek bir eylem peşindeyken çoğu insan başka şeylerin peşindeydi. Dışarıda olaylar olurken masa etrafında birkaç kültürlü, eğitimli ve modern kişinin bu durumu ele alışı resmi tamamlıyor. Tüm toplumu ilgilendiren bir olayın parça parça anlatılıyor oluşu tüm durmuyor.
Madem sanat yapma idealine sahip biri olmak istiyorsun, o zaman bu tür riskli toplara girme cesareti göstermelisin ve bu film de bunu yapıyor.
Facebook Yorumları