Statik kamera, adeta hasta avının ölmesini bekleyen bir akbaba gibi hikayeyi takip eder.
Yasal prosedür.
Film için söylenebilecek doğru kelime herhalde 'farklı' bir şey olduğudur. İzlerken ne izlediğinizi ve ne anlatıldığını fark edemiyorsunuz; duygusal olarak dağınık ve iç içe geçmiş hikayelerin ortasında dolanıyorsunuz. Çok fazla bilinmeyen sunuyor ve bir sonraki bilinmeyen için yeni bir merak duygusu yaratıyor.
Bir sürü soru var etrafta belirsiz: Ölü adam gerçekten kadının kocası mı? Doktorun geçmişinde neler oldu? Yoksa doktor kadına aşık mı? O çocuğun gerçek babası kim? Polislik ve kanunu korumakla ilgili her şey sinema için uzun zamandır bir cazibe kaynağı. Polisler düzeni temsil eder ve kamu yararı için bizim adımıza korkunç şeylere katlanmak zorunda kalırlar.
Yönetmenin bizleri düşünmeye sevk eden trajik filmi, geceyi bir cinayet kurbanının cesedini arayarak geçiren polisler, doktorlar ve avukatların öyküsüdür. Çoğu filmde bu mesleklere eşlik eden yapay cazibeyi ve heyecanı çıkarıp atan film, bu insanların işini hayal kırıklığı, gerilim ve çok az övgü barındıran, bitmek bilmeyen bir gecede yaptıkları yorucu bir yolculuk olarak sunar.
Herkes yaptığının cezasını çekiyor.
Bir Zamanlar Anadolu'da çok defa işlenmiş bir konuya düşünceli ve özgün bir yaklaşımdır. Polisi aksiyon kahramanları, avukatları hak mücadelecileri veya doktorları nazik veya iyi yürekli insanlar gibi sunmakla ilgilenmez. Onun yerine, insanlığın en kötü yanlarına tanık olmak ve bu yanlarla mesleki etkileşime girmek zorunda olmanın insani bedeline odaklanır.
Facebook Yorumları