Her filmiyle büyük ilgi toplayan yönetmen Wes Anderson'un bu filmi, Avrupa'da büyük bir otelde yıllardır görev yapan Gustave ile lobi görevlisi Zero'nun maceralarını anlatıyor.

Fark etmeden Check-in yaptığınızda Check-out yapmak istemeyeceğiniz bir ülke.

Kabalık, bir korku ifadesidir.

Zubrowka Cumhuriyeti'ne bir tur planlıyorsanız kalacak en ideal yer Büyük Budapeşte Oteli'dir. 

Lutz kentine ve yakında bulunan meşhur Upper Dağları'na günlük geziler için en iyi lokasyona sahip otel, dünkü dünyanın cazibesine ve çok özenli bir personele sahiptir.

The Grand Budapest Hotel, 20. yüzyılın başlarında iki savaş arasındaki dönemde geçmektedir. Hikayede, Avrupa'nın hayali Zubrowka şehrinde bulunan Büyük Budapeşte Oteli'nin ihtişamlı dönemine tanık oluyoruz. Gustave, Budapeşte Oteli'nin işleyişini büyük bir profesyonellikle idare eden, müşterilerini en ince ayrıntılarına kadar tanıyan bir konsiyerj görevlisidir.

Bir gün otele bellboy ve komi görevlisi olarak Zero adında bir genç gelir ve kısa zamanda aralarında yakın bir arkadaşlık başlar. İkili birbirlerinin sırdaşı olurken yaşadıkları şehir de büyük bir savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu esnada Gustave H.'in yaşlı sevgilisi Madame D. esrarengiz bir şekilde hayata veda etmiştir. 

İkili Madame D.'ye veda etmek için yola çıkar. Asilzade olan Madame D.'nin şatosuna vardıklarında miras bölüşümünün yapıldığı toplantıya denk gelirler. Madame D., Gustave'a miras olarak paha biçilmez bir rönesans tablosu bırakmıştır. Ve bunun açıklanmasıyla aile içerisinde büyük bir karmaşa çıkar. Bu andan itibaren belalarla dolu bir maceraya atılan Gustave ve Zero, gerçeklerin peşinde koşarken dışarıda da bir çağ değişmektedir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları