Parçalanmalar ve entrikalarla dolu kötü bir adamın hiç de masum olmayan lüks hayatındaki ahlak dışı aşk hikayesine bakıyoruz. Buradaki hiçbir karakter göründüğü kadar masum değildir. Hikayedeki her bir karakterin üzerinde ayrı ayrı yoğunlaştırdıkları arzu, şehvet ve ihtiraslar üzerine dayanan bu olağanüstü mini seride bütün hikaye, kitap kadar etkileyicidir.
Bihter ve Behlül'ün arasındaki bu aşk hikayesinin sahnelerine ve bir noktaya yoğunlaşıp yaşadıkları kaçak aşka aslında çoğu destek vermemektedir. Romanın orijinali 19. yüzyılın sonlarında yayınlandı ve bu mini dizi serisinin daha modern dokunuşlarla bir araya getirip dizayn etmesi hikayeyi bizler için daha anlaşılır kılmış ve seyrine keyif katılmıştır.
Bihter ve Behlül arasındaki bu aşk hikayesi toplumun bazı kesimleri tarafından kanal değiştirilecek boyutta olup kabul edilemez ve genele vurulursa kimsenin hoş karşılamayacağı bu entrika içindeki derinlikli (kimi radikallere göre masalsı ve gerçekle alakası olmayan) dizi, izlerken keyif yerine bariz bir tedirginlik ve endişe içinde geçen iki saat vermektedir.
Bu serinin parçalı hikayesinde kahramanlar, kötü insanlardan kurulmuştur. Filmde saf sevgi adına hiçbir şey yoktur ya da melek diyebileceğimiz birileri. Aksine her karakterin içinde bulunduğu fırtınalı entrikalar mevcuttur. Behlül ve Bihter arasındaki çıkar ilişkisi hep ihanete dayanmaktadır, güvensizlik ve şüphe her saniye korunmaktadır. Behlül korkak, Bihter ise bencildir. Duyulan her şüphe ile gözlerden akan sahte yaşlar, karakterlerin muazzam oyunculukları sayesinde mükemmel durmaktadır. Finali ise beklediğimizin dışında gerçekleşmiş ve pek de havalı durmamış olsa da Bihter'in ölümü için fırsatçı Behlül'ü suçlayabiliriz. Eğer yaşamış olsaydı birlikte bir yaşam kurabilirlerdi ancak Behlül, Adnan Bey'in sunduğu hayatı asla sunamaz ve belli bir süre sonra ünlü ve popüler sanatçıların da yaşadığı gibi ayrılabilirlerdi.
Filmdeki en mantıksız karakter ise Adnan Bey'dir. Bu kadar malı mülkü sıfır şüphe ile nasıl yapmış, bu güven duygusuyla nasıl dolandırılmamış, hayret. Karakterin her şeyden habersiz olması ve kendisinden istenilen her şeyin yapılması, bir erkeği zayıflattığı kadar aciz ve saygıdan yoksun bir görünüm sunmasına da olanak sağlamaktadır.
Serideki renk, ton, müzik ve kimya lüks ve pahallı durmakta ve her daim istim üzerinde yaşamaları bizi de rahatsız etmektedir.
Romanı okuyanlar için bu dizi pek de bekledikleri gibi bir başlangıç sunmuş değildir çünkü gerçek öykü 19. yüzyılda Osmanlı'da geçen bir dönem hikayesidir. Bu şaheserde kıyafet yerel ve özgün hikaye anlatımı biraz basit ve üşenilmiş gibi dursa da aslında hiç öyle değildir. Modern hayatın doğru bir şekilde adapte edilerek sunulması, dizi için artı bir puan olmuştur..
Facebook Yorumları