Yarın size korkunç bir teşhis konduğunda ne yaparsınız? Hayal kırıklıklarıyla dolu bir yarında nasıl hareket edersiniz?
Seni en çok ne rahatsız ediyor?
Vücudunuzun fiziksel görünümü mü, gözlerinizin bulanıklığı mı, yürüyüş bozukluğu mu? uzun yıllar boyunca okulda, iş yerinde, aile ve dost hayatınızda edindiğiniz hayal kırıklıkları mı? Yoksa daha derinlerde bir şey mi? Sizi rahatsız eden tam olarak ne? Sağlığınızdan daha önemli olan o büyük sorun ne?
Alice Howland, Columbia Üniversitesi'nde ünlü bir dilbilim profesörüdür. Tanınmış bir konuşmacı, iyi bir eş ve iyi bir annedir. En önemlisi, öğrenmeye aç hayat dolu bir kadındır. Kendisine Alzheimer'ın başlangıç evresinde olduğu teşhisi konduğunda "Keşke kanser olsaydım," diyor. Kanser illetinin üyeleri olarak birinin bu kelimeleri söylemesi bize imkansız geliyor.
Ancak Alice Howland'in bakış açısında kanser en azından belirgin bir hastalıktır. Kanserin herhangi bir zamanda herhangi birini ele geçirebileceğini biliyoruz. Ancak Alzheimer 45 yaş üstü için unutulan kelimeler ve kaybolan anılar demek bir annenin başına gelebilecek en kötü şeydir. Kemoterapi yok. Radyasyon yok. Sadece beyninizi ele geçiren ve anılarınızı silip beyninizde büyük boşluklar yaratan bir hastalık var.
Facebook Yorumları