Amerikalı roman yazarı Holly Martins, eski arkadaşı Harry Lime'ın çağrısı üzerine Viyana'ya gelir. Ve gelir gelmez arkadaşının trajik bir trafik kazasında öldüğünü öğrenir.

Film, sadece tekniği nedeniyle değil, teması nedeniyle de önemlidir.

Gölge oyunu.

Savaş sonrası Viyana'da geçen hikaye, kayıp bir adamın gizemi hakkındadır.

Yönetmen Carol Reed, kadın ve erkeklerin sırlarının gizlendiği, entrikalarla dolu kapalı bir dünya yaratıyor. Ve bu dünya, benzersiz insanların gölgeleriyle ve gerilerde bir yerde kalan neşeli bir melodiyle film temasını süsleyerek aslında tuhaf bir risk alıyor.

40'ların sonu... Holly Martins adlı bir adam savaş sonrası Viyana sokaklarında dolaşan işsiz bir yazardır. Carol Reed'in şehrinin bize gösterdiği şey, savaşın uzak durulması gereken bir şey olduğudur. Her sokak köşesinde enkaza dönüşmüş bina yığınları, her yerde yokluk ve açlık... Artık başka milletlerin insafına kalmış kayıp bir şehir.

Holly Martins ise tüm bu görüntünün aksine kendine bir iş teklifinde bulunan Harry ile tanışmak için oldukça heyecanlıdır. Bir Amerikalının haritadan neredeyse silinmiş bir şehirde fırsat kovalaması oldukça manidardır. Harry'nin şüpheli bir trafik kazasında öldüğünü öğrenen Holly, olayı soruşturmaya başlar. Ancak Harry'nin güzeller güzeli sevgilisi Anna ile İngiliz Binbaşı Colloway, Holly'nin işini oldukça zorlaştırır. Harry Lime Holly'nin sandığı kişi midir? Şüpheli kaza gerçekten olmuş mudur? Ve bu üçüncü adam da kimdir?

Üçüncü Adam, hem Carol Reed sineması hem de film-noir türünün kendisi için "farklı", "riskli" ve "yakışıklı" bir iştir. Büyük siyah-beyaz resimdeki bütün duyguları değiştiren küçük rötuşlarıyla neredeyse tür içerisine tür kuran Reed'den, 40'lar sinemasının atar damarlarından birinden büyüleyerek akıyor. Bunun neticesinde de gerek mekanı bir dekor olarak değil bir oyuncu olarak kullanan tarzıyla, gerek dönemin diğer başyapıtlarına saygı duyan yapısıyla asla unutulmayacak bir şaheser ortaya çıkıyor.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları