Truman Burbank, kartpostalları aratmayacak güzellikte bir sahil kasabasında yaşamaktadır.

"Dünyanın gerçekliğini, bize sunulan haliyle kabul ederiz. İşte bu kadar basit."

Bir sabah yataktan kalktığınızda yaşadığınız her anın gizli bir kamera tarafından çekildiğini ve tüm dünyaya pazarlandığını öğrenseniz ne yapardınız? The Truman Show, doğumdan bu yana her anı bir programda yayınlanan, şimdiye kadar yaratılmış en popüler Tv şovunun yıldızı olduğunu bilmeyen bir adam hakkındadır.

Jim Carrey oyunculuk yeteneğini keşfetmek için yeni bir girişimde bulunuyor; canlandırmasına alıştığımızın aksine daha ciddi bir rolde görüyoruz kendisini. Truman Burbank, sinema tarihinin en yaratıcı senaryolarından birine sahip. Dünyanın en güzel ve güvenilir adalarından birinde yaşayan baş karakter, hayallerimizi süsleyen bir hayat sürmektedir. Bu adada yaşayan insanlar her sabah mutlu uyanıp herhangi bir sorun yaşamadan günü sonlandırmaktadır. Truman da bu şanslı insanlardan biridir. Güzel bir eşe ve mutlu bir yaşama sahip olan Truman, yıllar önce öldüğünü düşündüğü babasını caddede gördüğü ana kadar hayatını olduğu gibi yaşar. Adam bir anda ortadan kaybolunca da işler değişir.

'Rüya' ve 'Gerçeklik'in çatışması.

Truman Show, hikayesi kadar değindiği konuyla da göze çarpan bir şaheserdir. Bu senaryonun daha evvel neden düşünülmediğini merak etmenizi sağlayacak kadar özgün ve merak uyandıran bir filmle karşı karşıyayız. Ancak filmi bu denli eşsiz kılan sadece fikir değil, beklentinin dışında bir performans sergileyen Jim Carrey'dir. O bizi şaşırttı, büyüledi, etkisi altına aldı ve kafası karışmış bir karaktere daha çok sempati duymamız için elinden gelen her şeyi yaptı.

Film insanlara sorular sorar, ciddi sorular. Bir adamın tüm yaşamını, dünyanın dikkatini çekebilmek için bu şekilde manipüle etmek ne kadar doğru? Ahlaki mi? Onu gerçek dünyadan korumak, hayatını keşfetme deneyiminden mahrum bırakmak, dışarının sorunlarından ve nezaketsizliğinden korumak? Yapay bir ışıktan kendi karanlığına geçme çabasına engel olmak ne kadar doğru? Carrey, suni bir dünyanın içerisinde bu soruların doğru cevaplarını bilemeyebilir ancak hayatı büyük bir şovun parçası olan Truman'ı oynayarak bizler için, soruları daha kolay ve anlaşılır hale getirmek adına elinden geleni en iyi şekilde yapıyor.

Truman: Hiçbir şey mi gerçek değildi?

Christoph: Sen gerçektin! Seni izlemeyi bu kadar güzel yapan da buydu. Beni dinle Truman, dışarıda senin için yarattığımız bu dünyadan daha farklı bir gerçeklik yok. Aynı yalanlar, aynı ikiyüzlülük ama benim dünyamda korkacak hiçbir şeyin yok.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları