Setsuko ve Seita savaş döneminde Japonya'da yaşayan iki kardeştir. Anneleri hava saldırısında öldürüldükten sonra geçici olarak akrabalarının yanına yerleşirler.

"Savaş Cehennemdir" neredeyse iklimsel bir slogan haline geldi. 

Ateşböcekleri neden bu kadar çabuk ölmek zorunda?

II. Dünya Savaşı'nın kasvetli günlerinde Amerika bombardıman uçakları, Japon şehirlerine üzerinde büyük ve kırmızı harflerle "DANGER" yazan Nepalm teneke kutuları bırakarak her yerde küçük mantar bulutları yarattı. Bir varil tenekeden daha büyükler, yeryüzüyle temas ettiklerinde arkalarında hiçbir şey bırakmıyorlar. Vurulduktan sonra sessizlik yaratıyor ve saniyeler sonra alevler püskürterek patlıyor. Kağıt ve ahşap evlerden yapılmış savunmasız Japon evlerinde bu yangınla mücadele edebilmenin hiçbir yolu yok.

Hikaye, II. Dünya Savaşı sırasında bombalanan Kobe şehrinde geçiyor. Bombardımandan kurtulmuş iki kardeşin olgun insanların yok olmaya yüz tutmuş vicdanlarından kaçmaları, onları bilinmezliğe itiyor. Dört yaşındaki Setsuko ve on dört yaşındaki ağabeyi Seita'nın yalnızlık, insanlar, hastalık ve açlıkla mücadeleleri o kadar iyi aktarılmış ki filmin ikinci yarısında bu yetimlerle duygusal bir bağ kurmamak imkansız hale geliyor.

Ateşböceklerinin Mezarı, bizleri tarihin hatalarını yeniden düşünmeye zorlayacak kadar iddialı bir deneyimdir. Eskiden beri animasyon filmlerin gücü, çocuklar ve aileler için "Çizgi Filmler" olmuştur. Aslan Kral ve Prenses Mononoke gibi modern animasyonlar daha ciddi temalara değindi. Oyuncak Hikayesi ve Bambi gibi klasikler izleyicileri duygulandıracak anlara odaklandı. Bu film ise her ikisini birden yapıyor.

Film karşıt görüşler arasında kahramanca bir uğraşı abartılı bir şekilde anlatmak yerine savaşın, toplumun içinde yer alan bireyler üzerindeki negatif sonuçlarını duygusal bir şekilde betimlemesi sebebiyle, eleştirmenler tarafından "Savaş Karşıtı" film kategorisinde değerlendirilmektedir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları