"Şimdiye kadar yapılmış en uzun ve iddialı mafya filmlerinden biri."
Tanınmış yönetmenler Coppola, Leone, Scorsese, Tarantino ve Woo'nun stillerini bir araya getiren Hint usulü gangsterler, kelimenin tam anlamıyla hem şaşırtıcı hem ürkütücü hem de akıl alıcı bir suç dramı. Hikaye 1940'larda başlıyor ve 2009'da sona eriyor; iki ayrı hikaye, hiç bitmeyen bir kan banyosunun tam ortasında toplamda beş saat gibi azımsanmayacak bir zamana yayılıyor.
Evet kabul etmeliyim ki bu uzun, hatta baya uzun bir film ancak Tv şovlarının ölü sezona girdikleri kış aylarında izlemeniz için iyi bir seçenek olabilir. Film başladığı ilk andan itibaren şiddet ve husumet ile dolu. Geleneksel bir Bollywood filminin aksine ilk sıraya dans, ritm ve melodi yerleştirilmemiş; bu durum yönetmen Anuraq Kashyap'ın Hintli klişelere artık bir dur demek istediğini gösteriyor çünkü alışık olmadığımız bir sahne türüyle karşılaşıyoruz: Karşımıza çıkan ve konuşan çete üyelerini tasvir eden ilk sahne, kısa bir süre sonra Quentin Tarantino'nun sinematografisinde görmeye alışık olduğumuz kanlı bir çatışmayı konu alıyor ve iki grup birdenbire etraftaki herkesi katletmeye başlıyor. Bu kanlı çatışmanın arkasındaki Bollywood müziği, bir anda Hint ağıdına dönüşürken hiç alışık olmadığımız bir ortam yaratılıyor.
Hikaye yetmiş yıllık bir süreyi kapsayan çete öyküsü. Hindistan'daki maden kasabası Wasseypur'un hakimiyetini ele geçirmenin peşine düşerek silah kuşanan ve birbirlerine kan davası güden rakip ailelerin üç nesile yayılan öyküsünü perdeye aktarıyor. Öykünün ilk kısmı, sömürge dönemindeki ülkenin son dönemlerinde geçiyor. Bir İngiliz tren yağmacısı olan Şahit Han, gerçekleştirdiği soygunun hemen ardından intikam alabilmek için Ramadhir Singh'in kömür madeninde işçilik yapmaya başlar. On yıllık sürenin sonunda oğlu Serdar Han, babasının onurunu kurtarmak için söz vererek Bollywood kültürüyle kafayı bozmuş bir kasaba olan Wasseypur'un en çok saygı duyulan ve korkulan adamı olur.
"Yapılan haksızlığı unutmak, zayıf insanların alacağı türden intikam şeklidir."
Wasseypur'un çekimlerine dikkatlice göz gezdirince Amerikan tarzı gangster filmlerinden, Bollywood filmlerine nazaran daha çok ilham aldığı görünmektedir. "Baba" filmlerine doğrudan saygı gösteren birkaç sahne dikkatimizi çekiyor. Benzin istasyonu cinayeti ve pazarda ilerleyen potansiyel kurbanın adımları, "Baba" filmindeki büyük sahneyi bizlere hatırlatıyor. Vito Carleone de vurulmadan önce aynı şeyi yapıyordu.
Wasseypur Çeteleri, bir kült olacak gibi görünüyor. İnsanların zaman içinde keşfettiği ve ilgi çeken bir film olacak. Çılgın bir izleme sürecine sahip olan bu eğlenceli gangster destanı, kısmen Hollywood kısmen de Bollywood yolculuğu ile bizlere harika ve keyifli bir zaman yaşatıyor.
Facebook Yorumları