Usta oyuncu Jean Reno ve Natalie Portman, soğuk bir katil ile küçük bir kız arasındaki sıra dışı bağı anlatan bu kült filmde bir araya geliyor. Luc Besson'un yarattığı Leon, sinema tarihinin unutulmaz karakterlerindendir.

Fırtınadan önceki sessizliğe bayılırım. Bana Beethoven'ı hatırlatıyor. Duyabiliyor musun?

Hayat hep böyle zor mudur?

Ne iş yaptığını soracak olursanız Leon için bir temizlikçi diyebiliriz. Bölgenizde size rahatsızlık veren, sizi haraca bağlayan, taciz eden çete üyeleri veya sokak serserileri sınırı aştığı anda, işte tam o evrede Leon sahneye çıkıyor. Tam aradığınız bir temizlikçidir o. Hiç konuşmaz, fazla soru sormaz, verdiği sözü tutar ve işini ne olursa olsun bitirir.

Leon'un yaptığı iş, hiç vicdan azabı duymadan ve arkada parmak izi bırakmadan insanları öldürmektir. Şunu da hatırlatmakta fayda var: Yaptığı işte oldukça iyidir. Hayatında işinden başka bir şeyi yok; ne bir sevgilisi, ne bir ailesi ne de bir arkadaşı. Çevresinde dikkatini dağıtacak ve onu meşgul edecek hiçbir şey...

Leon'un yönetmeni Luc Besson için tetikçi karakteri, özellikle kaba, asosyal ve insani duygularını kaybetmiş bir adam portresini temsil etmektedir. O kadar uzun zamandır karanlığın içinde yaşıyor ki ışıkla ve masumiyetle olan bağlantısını uzun zaman önce kaybetti. Bölgesinde hareket eden yaşam, güçlülerin, keşlerin, açgözlülerin yayıldığı sembolik bir yapı içerisinde sessizce kimsenin dikkatini çekmeyecek şekilde hareket etmektedir.

Leon'u bu kadar Profesyonel yapan ne ? 

Genç yaşta kaybettiği sevgilisinin ardından depresyona girer, sonrasında aşk yerine ölmeyi ve öldürmeyi seçer. Ardından ortadan kaybolur ve mağarasına saklanır. Tek dostu ise yanından hiç ayırmadığı yeşil, her daim mutlu, köksüz ve sorgulamayan bitkisidir. Ta ki yan kapı komşusu Mathilda, ailesi katledildikten sonra karşısına çıkıncaya kadar.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları