Dünyaya seyahat gerçekleştiren bir uzaylı, mekiği ile iletişim kurmak için kullanabileceği aygıtı çaldırır.

Doğru numara oldukça basit. Bizi yaratan Tanrı'ya inanın, ona güvenin. Kendi yarattığınız sahte Tanrıları ise yok edin."

Hindistan'ın en popüler endüstrisi Bollywood, ülkesiyle ilgili konularda toplumsal tartışmalar başlatan filmler de üretiyor. Aamir Khan'ın PK.'sı böyle bir film. Dinin, halkın sosyal bilincinde kök saldığı bir ülkede batıl inançları sorgular. Kahramanımız Han, dünyayı ziyarete geldiği filmde bir uzaylı rolündedir ve yeni tanıştığı insanların nasıl bir canlı olduğunun farkında değildir. İlk iletişim kurduğu canlıya, gezegenine geri dönebilmesi için gerekli olan uzay mekiğinin uzaktan kumandasını çaldırır. İşin en komik yanı çalan adamın, hiçbir işine yaramayacak bir metal parçasına sahip olmasıdır ve o andan itibaren kahramanımız artık dünyayı keşfetmek için uzun bir yolculuğa çıkmak zorundadır.

Bu yolculuk esnasında insanlarla tanışır, keşif yapar ve yeni diller, dinler öğrenir. Birçok insanın sadece Tanrı'ya ait olduğunu düşündükleri bu uçan cismin uzaktan kumandasını bulması konusunda kendisine yardımcı olabileceğini keşfeder. Uzayan yolculukta karşımıza onlarca tapınak, cami ve kilise çıkar. İnançların ve inananların Tanrı'sını ikna etmek için rahipler, keşişler, gurular ve dini liderler tarafından verilen her türlü tavsiyeye dikkat çeker. Ama Han, yavaş yavaş bazı din tüccarlarını fark eder ve din üzerindeki sahtekarlığa dikkat çeker.

Pk., bakıldığında Hindistan'daki dini uygulamalara tartışmalı ama eleştirel bir bakış açısı getiren ilk film değildir. Ama o zaman film neden seyircisiyle güçlü bir bağa sahip? Cevap aslında filmin basit anlatımında yatmaktadır: Dinin varlığına dair bir sonuca ulaşmaz, sadece batıl soruları ve sorunları sorgular. Çok derinlere girmeden... İlerleyen bir sahnede bir rahip hasta ve yakınlarına, hastanın iyileşebilmesi için Himalayalardaki bir tapınağa zorunlu bir yolculuğa çıkması gerektiğini söyler, Pk., sahneye atlar ve Tanrı'nın tüm insanları oğulları ve kızları olarak görüp görmediğini sorar? Rahip, "Evet, bu doğru," der. Pk., ise başka bir soruyla karşılık verir: Peki hangi baba zorlu bir yolculuğa sorunlu bir evlat gönderir?

Basit birkaç soru-cevap, filmi düşündüren ve sorgulayan bir drama haline getirir.

Farklı bir yolculuk esnasında tapınaklara ulaşabilmek için kendilerine zarar veren işkencecileri gösterir. Daha sonrasında bu tür ritüellerin çok fazla olmadığını ve çoğu din adamının biraz kar elde etmek için bu tür yollara başvurduğunu fark eder. Filmin geri kalanında Pk., uzaktan kumandaya sahip olmasıyla birlikte güçlü birçok cevaba kişisel yollarla ulaşmış biri olarak dinin değil, aksine dincilerin yanlışını kanıtlayarak ve ona uzun süre yardımcı olan kadın gazeteciye aşkını itiraf ederek gezegenine geri döner.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları