Yang, toplum anatomisini temsil etmek için farklı karakterlerin karmaşık hikayelerini ustalıklı bir şekilde dengeler. Etkisi hem yumuşak hem derin.
Yi Yi'de herkes için yer var.
Dünyanın dört bir tarafında gerçekleşen film festivallerinden bir haberseniz Edward Yang ismi size pek bir şey ifade etmeyecektir. Bu yazar/yönetmen dünya standartlarında bir yetenek ancak şimdiye dek kayda değer filmlerinin hiçbiri ticari bir başarıya ulaşamadı.
Yedinci filmi Yi Yi son 20 yılın en iyilerinden biri; romantik, ekonomik ve ruhsal kargaşanın içindeki orta sınıf Çinli bir ailenin zengin, eğlenceli ve hümanist portresini yansıtır. Üç saat boyunca ayakları üzerinde durur; bir düğünle başlar ve bir cenaze töreni ile biter.
Çince'de Yi Yi "Tek Tek" anlamına gelir.
Tayvan'ın başkenti Taipei'de yaşayan Jian ailesinin hayatını ele alan filmde, hikayeler farklı bakış açılarından ele alınıyor. Ailenin orta yaşlı babası Nj çalıştığı yerde mutsuzdur. İş ortakları yeni yapacakları iş anlaşmasında sadece daha fazla para kazanmanın derdindedir ve bu durum Nj'nin dürüst yapısına aykırıdır.
Ayrıca kendisini bekleyen büyük bir sürpriz vardır: Küçük oğlunun başı okul idaresiyle derttedir. Kızları Tang ise zor bir aşk üçgeninin tam ortasında kalmıştır. Nj'nin en büyük problemi ise annelerinin komaya girmesi, bu nedenle de evlerine yerleşmesidir. Ancak bu misafir, zamanla ailenin tüm fertlerinin birbirlerine olan bakışlarını değiştirecek sıra dışı bir sınav olacaktır.
Yi Yi ile Cannes'da 'En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazanan Tayvan yeni dalgasının önemli ismi Edward Yang, bu çok karakterli ve dağılmaya müsait hikayeyi o kadar derli toplu anlatıyor ki sonunda değer yargılarınız yerle bir oluyor ve filmin asıl karakterinin aslında kendiniz olduğunu fark ediyorsunuz.
Facebook Yorumları