Soy Cuba, Sovyet propagandasının en etkin örneklerinden biridir.

Küba füze krizinin ardından çekilen, hem Moskova hem de Küba'da siyasi tavrı nedeniyle kınanan bu film, kimilerine göre sadece vasat bir propaganda filmi ama saf sinema adına varlığı tartışılmaz bir başyapıt.

Herkes sanat ile propagandanın asla bir arada var olamayacağına inanıyor. Bu kutsal ittifakın hem sağlam hem de estetik açıdan var olabileceği gerçeğini gösteren birkaç filmden biri.

Otuz yıl boyunca Sovyet arşivlerinde saklı kalan Ben Küba, Amerikalı yönetmen Martin Scrosese'in başını çektiği bir kampanya sonucunda 1990'larda restore edildi. Sovyet/Küba ortak yapımı olan film gösterime girdiği zaman iyi karşılanmamış ve sonrasında unutulmuştu. Fakat 50'ler Küba'sında ezilen köylülerin ve Fidel Castro'nun devriminin daha parlak bir gelecek sunacağı umuduyla cesaret kazanan direnişçilerin anlatıldığı film, dönemine dair olağanüstü bir belgedir. 

Film günümüzde ayrıca, kameranın sihirli bir şekilde havada süzülüyormuş gibi göründüğü sıra dışı takip planlarıyla da beğeni toplamaktadır -bu etkiyi elde edebilmek için kamera, kameramanın beline bağlanmış ve kameraman özenle birleştirilmiş bir dizi makara boyunca hareket ettirilmiştir.