"İmkansızı çıkardığınızda elinizde kalan tek şey gerçektir."
Birçok kişi tarafından sevilen bir dedektif, Sherlock. İlk yayın tarihine 1892'de başlayan, 1984 yılları sırasında İngiliz Granada şirketi tarafından televizyon için adapte edilen ve Jeremy Brett ve David Burke'un karakterlere can verdiği bu uzun serüven, kaliteli bir macera ve beklenen karakter uyumunu en iyi şekilde sunar.
Bratt, kesinlikle Sherlock rolü için bilinen en keskin tavrı sunar. Holmes, her ne kadar terbiyeli ve dürüst bir beyefendinin karanlık tarafına sahip olsa da onun daha az zekaya sahip insanlara karşı duyduğu tahammülsüzlük, Viktorya döneminin İngiltere'sinin ürünü olarak aşırı ırkçı, cinsiyetçi ve iki yüzlü izler taşıdığını hatırlatır. Bir şüphelinin soyadıyla ilgili olarak kötü bir benzetme ya da Asya kökenli insanlara gönderme amaçlı küçümseyici kelimeler kullandığını görüyoruz. Dr. Watson'a dönüp düşmanına karşı kullandığı "Ama o bir kadın!" kelimeleri bile üstünsü kimliğini belli eder. O tam bir milliyetçi, geleneklerine bağlı ve özel bir gruba ait olduğuna inanan modern bir şövalyedir.
"Biliyorsunuz ki sihirbaz, numarasını açıklayınca artık alkış alamaz."
Başkalarının yüksek ahlaki standart sunmalarını beklerken bir uyuşturucu bağımlısını, bir şüpheliyi veya kayıp kişileri takip etmek için her kılık değiştirdiğinde onun bu işin ehli olduğunu, iyi ile kötüyü sert bir şekilde ayırdığını ve her kılık değiştirdiğinde afyon kullandığını fark ederiz. Bir nevi kedi-fare oyununda duyguların yıprandığını hissederiz. Döneminin bağlamında ve Holmes'ün kendine özgü çevresel koşullarında ele alınan bu kişisel kusurlar, onu bir canavar olarak sunmak yerine duyguları yıpranmış bir emniyet personeli tasvirinde sunar. "Suçu ve suçluyu kalıplaştırmak" Holmes, son derece nazik, öz verili, yüksek Iq'ya sahip, her türlü suçun kokusunu alabilen, doğuştan yetenekli bir beyefendidir.
Dedektif ve Doktor arasından birisinin daha komik, daha genç ve daha iyi bir görünüme sahip olması muhtemelen Dr. Watson'ın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar. Sevilmeyen adam o değildir. İngiliz ordusunun emekli bir subayı olan Watson'ın fiziksel cesareti ve ateşli silahlara olan yatkınlığı, karakteri daha makul gösterir. Onun için çizilen portre, Holmes'ün zor ve asabi tarafını ortaya çıkarmak için yeterlidir. Öyküyü özel kılan detayı izlerken fark ediyorsunuz. Viktorya dönemine ait antikalar, porselen levhalar, dökme demir sobalar, pirinç kapı tokmakları, tertemiz, düzenli ve iyi giyinimli insanlar, klasik araçlarla dolu Londra sokakları, arka planda zenginliği ve şatafatı gösteren köşkler, malikaneler ve kır evleri set dışı bir ortam olarak bizlere gerçekçi bir tarihi yolculuk sunar.
"Sadece akılsız bir fare, bir kedinin yatağına saklanır ve sadece zeki bir kedi, oraya bakmayı akıl eder."
Facebook Yorumları