Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri, haksızlığa ve kötülüğe karşı dik duran ama asla şiddete yönelmeyen, direnişi ile akıllarda kalmış bir lider.

"Eski moda sistem karşıtı bir film."

Usta aktör Sir Ben Kingsley, bir röportajında şaşırtıcı kariyerini zirveye doğru tırmandıran filmi yorumlamaya hazırlanırken Hitler ve Stalin'in, Mahatma Gandhi'den nasıl ayrıldığını anlatmaya başladı: "Diktatörler, her zaman halkın adamları olduğunu iddia ederler ama onları kalabalık kitleler arasında asla göremezsiniz. Mikrofonlarla ve siyah giyinen özel korumalarla çevrili meydanlarda yahut podyumlarda durup türlü türlü engeli aştılar ve kalabalığın en uzağında durdular. Gandhi ise bunu yapmadı; o halkının arasında yürüdü, yoksulluk içinde yaşadı, acılarını paylaştı ve kendi sandaletli ayaklarıyla halkının aşındırdığı zorlu yolları hissetti."

Kingsley'nin politik görüşü, performansının ne denli güçlü olduğunun bir özeti. O Gandhi'yi çalışmadı, onu anladı ve yaşadı. Giriş yaptığı 1982 yılında, tüm Oscar adaylıklarında filmin adı geçti. John Broly'nin muhteşem senaryosu ve Hindistan'ın eşsiz ihtişamını yansıtan güçlü görsel görüntüsü eşliğinde yönetmen Richard Attenborough, yalnız bir liderin olağanüstü ahlakını, zarafetini ve onurunu taşımak için gerekli her şeye sahipti.

Filmde Gandhi'nin şiddetsizliğe olan bağlılığı ön planda tutuluyor. Bir ulusun, bu geleneksel ve eski moda yaklaşımı benimsemesine teşvik ettiğini göstermek için yönetmen, geniş bir açı ile detaylandırıyor hikayeyi. O, vatanını prangalar içinde görmesine rağmen asla adaletsizliğe karşı kitlesini kullanmadı ve etrafındaki herkes gibi acı çekti. O, her türlü haksızlığı ve adaletsizliği bir ahlaki duruşa, "Satyagraha Felsefesi"ne dönüştürdü. Sonrasında bu yeni eylemsizlik eylemini, en büyük imparatorluğu dizinin dibine kadar getirmek için kullandı.

"Önce seni görmezden gelirler, sona sana gülerler, sonra seninle dövüşürler ve sonra sen kazanırsın."

Film, Hindistan tarihinin en önemli kişiliğinin yaşamını ele alıyor. Gandhi 1900'lü yılların başında, İngiliz sömürüsü altındaki ana vatan topraklarındadır. Uzun süre sömürü altında kalan ülke, esareti iliklerine kadar hissetmekte ve özgürlük kavramını günden güne kaybetmektedir. Bu dönem ortaya çıkan bir kişilik, destan yazarak insanlık tarihinin en önemli kahramanlarından biri haline gelir. Tüm zamanların en ilham verici insanlarından biri olacak bu adam, Hindistan tarihinin en önemli kişiliği Mahatma Gandhi'den başkası değildir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları