Kırmızı ve beyazın bu kadar uyumsuz olabileceğini hiç tahmin etmemiştim.

"İnsanların kapıları kilitlemediği bir dünyada yaşamak istiyorum."

Yanlış zaman, yanlış mekan ve kötü sonuç odaklı bir mini-seri. 1996 yılında yayınlanmış olan Coen Kardeşler'in Fargo filmi, içinde yer aldığı Kuzey Ormanları gibi karanlık ve aşırı soğuk bir anlatı. Tuhaf karakterleri, karanlık işleri ve hala akıllarda kalmış şaşırtıcı sonu ile kendisini güvende hissetmek için olası "gerçek hikaye" başlığı altında kendine has özgün ve karanlık çekiciliğini yansıtmakta.

Hikayesi garip olayları, zaman zaman ürkütücü zaman zaman komik bireysel havasını kucaklar. "Bu gerçek bir hikayedir," diyerek parlak ekranda emekleyerek normal bir başlangıç yapar. Hayatta kalanların istekleri üzerine, ölülere saygı duyulur ve geri kalanların yaşamış oldukları travmatik öyküler abartılmadan anlatılır.

Karakterin bir sandalyede oturarak başladığı ama ayağa kalmasından itibaren dinamiklerin harekete geçtiği bu aşırı melankolik öykü, Kuzey Dakota kar fırtınasının öfkesiyle karşılaştığımız ve mecburi hava şartlarından dolayı kendini ağırdan almak zorunda kaldığı bir anlatı.

Karşımıza çıkan bir kahraman değildir. Sadece ortalama hamile bir kadın; yaptığı iş aracılığıyla ailesinin geçimini sağlayan, ortalama insanlar gibi gelir-gider endişeleri olan ve emniyet şeriflik birimine bağlı bir kadın. Soğuk kış manzaralarında küçük bir kasabanın ölü atmosferi ile başlar dizi. İlerledikçe esprisi, komedisi, gerilimi ve şiddeti ile baş döndürücü ve orijinal bir şeyle karşılaştığımızı anlarız. Öykü kaynak materyale saygı göstermektedir. Aynı etkiyi yansıtmaya çalışarak vizyonunu ve normal insanların acımasız bir şekilde şiddet içeren dünyaya kapı açtığı zaman ne yapabileceklerini ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda kendi çizgisini de net bir şekilde çiziyor. Türlü türlü farklı karakterin naif diyaloglarıyla karşılaşırız ve kendinden emin ve zeki bir şekilde endişesiz bir ilerleyiş sağlar.

Bu küçük kasabanın bir tek cinayet bile işlenmeden geçirmiş olduğu uzun yıllar, İkinci Dünya Savaşı sonrasında karanlık, çöken ekonomi, kanser yüzünden ölen anneler ve felç geçiren babalar ile sona ermektedir. Karakter odaklı bir gerilim. İnsanları köşeye sıkıştıran, zorlayan, içgüdülerine yanıt vermesi istenen, bu korkunç tepki ve durum sonrası insani duygulardan nasıl ayrıldığımız ile ilgili bir anlatıdır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları