Bu kez işin rengi biraz değişik.

Adını İtalyan film yapımcısı Guadagnino'nun en yeni teatral sunumundan alan yapım, bu yaz sezonu ailesinin özel mülklerinde yaz tatilini geçirmekte olan genç müzisyen Elio'nun en yaratıcı olduğu yıllarına romantik bir bakış açısı getiriyor. Elio'nun babası Bay Perlman, her yaz mülkündeki odalarından birkaçını kiraya vermektedir ve bu kez kiracılarından birisi Profesör Oliver'dır.

Elio yaz akşamlarının çoğunu, içten içe aşk beslediği ve duygularının cazibe ve tutkulu derecedeki dürtülerine hakim olamadığı Oliver'a karşı marjinal hisler duyarak geçirmektedir. Elio, kusursuz güzellikte komşularının sarışın kızlarıyla flört eden, serinkanlı ve sanat odaklı bir gençtir. Ancak tarzı ve sunduğu tüm cevapları biliyor görüntüsü eşliğinde verdiği kendine aşırı güven duyan duruşu ile gerçeğini gizlemek için çok az şey yapmaktadır ve gerçekten istediği tek şeyin Oliver olduğundan emindir.

Özellikle bu tehlikeli hikayede merak uyandırıcı anlatım dili anlaşılır gibi gelmiyor. Araba kovalamacaları, silah sesleri ve uçan kaçan süper kahramanlar yerine güzel, izbe ve herkesin giremediği yüksek sosyeteye ait alanda tatil yapan bu elit insanlar, günlerini güneşin altında sanattan ve müzikten bahsederek geçirmektedirler.

Yönetmen filmde asla Elio'yu trajik bir figür olarak resmetmemiştir. Aksine destekleyici ve ileri görüşlü bir aileye sahip olan Elio zengin, popüler ve yetenekli bir gençtir. Hepimiz bu konularda pek şanslı olamasak da Elio, bunlardan birisi değildir. Seçimi dışında... Öyleyse senden benden daha pratik görünen bir başkası, hayat için ne kadar heyecanlı bir aşk yaşayabilir ki? Elio'nun bu yolculuğu Oliver olmadan çok da ilginç değildir ve kişisel maceraları aslında filmi biraz gergin ve kırılgan kılmak için oldukça yeterlidir.

Armie Hammer ekrandayken film parlıyor ve bize, zarif bir metafordan diğerine emniyetli bir şekilde geçerken eşlik ediyor. Sıcak güneşli gökyüzü, nazik esintiler ve Kuzey İtalya'nın ağaçlarla kaplı büyüleyici yollarının arasında bu 'ilk aşkı' anlatan, yemyeşil ve canlı bir başyapıt olan Beni Adınla Çağır'dan daha renkli bir yapıt olamazdı.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları