Mumbai mucizeler kentidir... Bu kalabalık kentte her gün binlerce sefer tası evlerden alınıp işyerlerine dağıtılır, akşamüstleri de aynı şekilde toplanır.

Kebap ve pidenin hakim olduğu paket servis dünyasında sefer tası lüks bir besin kaynağıdır.

Köri soslu yalnızlık.

Sevgi tüm yaralarımızı iyileştirebilir, aynı sevgi tedavi edilemeyecek yeni yaralar da açabilir. Sevgide arkadaşlık buluruz ve bazen de yalnızlık. The Lunch Box, sevginin her iki tarafını da başarılı bir şekilde tasvir ediyor.

Kalabalık şehir Bombay'da asırlardır devam eden bir gelenek, 5000 dabba dağıtıcısının oluşturduğu ticari bir meslek var. Babadan oğula geçen bu meslekte, her sabah dağıtıcılar evde hazırlanan sıcak yemekleri eşlerinin iş yerlerine taşıyorlar. Harvard Üniversitesi bu konuda ciddi bir araştırma yapmış ve sekiz milyon sefer tasından yalnızca bir tanesi yanlış adrese gidiyormuş.

İşte bu film, o 1 tanesinin hikayesidir.

Yanlış ulaştırılan bu sefer tası Bayan IIa Singh'ten, Saajan Thomas'a ulaşınca bu yanlışlık iki insanı bir araya getirir ve aralarında hayali bir ilişki başlar. Kadın, gizemli tarafa yemekler pişirerek onunla iletişim kurmaktadır. Sefer tasının içine koydukları notlarla yazışmaktadırlar. Bu notlarda hayal güçlerini o kadar zorlarlar ki adeta gerçek hayattan koparlar. Hayal ettiğimiz hayat ve gerçek hayatı karşılaştırırken hayalleri gerçeğe dönüştürme cesaretinden de bahseder.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları