Eski tanrılar, savaş lordları ve krallar zamanında kargaşa içindeki ülke bir kahraman arıyordu; o Zeyna'ydı.

"Kadınların erkek korumasına ihtiyacı yoktur ancak kendini korumayı öğrenmeye ihtiyacı vardır."

İlk bakışta savaşçı mitolojik prenses için aşırı abartılı aksiyon sahneleri ve 21. yüzyılın mizahi dokunuşları ile ele alınmış, dışa dönük bir fantezi-maceraya sahibiz. Tarihi doğruluğa az saygı gösteren dizi, bilinen Antik Yunan mitolojik tanrılarına dayanıyor. Hikaye satırları, Yunan ve Roma mitolojisini, herhangi bir zarar çizgisine bakmaksızın İncil tarihi ile birleştirir. Bu senaryo, Batı kıyısı İngilizcesi'nde günümüz argoları ile yazılmış ve detaylandırılmıştır.

"Orta Çağ'da, kanın en çok aktığı dönemde bir kadın kahraman mı?"

Zeyna, kalıplaşmış fikirlerin ve geleneksel rollerin post-modern filmsel formatta değiştirilmesine ilişkin bir gösteridir. Post-modernizm, imgelerin parçalara ayrıcalıklı doğasını, önceden yaratılmış imgelerin imgelerini ve tek bir birlik mantığına ya da konu pozisyonuna olan direncini vurgulamaya yarayan bir estetik olarak tanımlanabilir.

Kadın savaşçı örneğinde, Yunan ve Roma mitolojisinin parçalanmış temsillerini ve kültürel kıyafet, dil ve tarihin eşleşmeyen birleşimini görüyoruz. Açılış bölümündeki "Geçmişin Günahları" adlı başlıkta, Bulgar ezgileri ve sözleriyle şarkılar söyleyen kadınlar görüyoruz. Zeyna, Antik Yunanistan'daki Amphipolis köyüne giderken Bulgar ve Doğu Avrupa davul ritimleri eşliğinde çokça melodiler duyuyoruz. Ancak ekranda görünen yalnızca Yeni Zellanda'nın o eşsiz, gür ve yeşil coğrafyası. Bir Yunan kadın savaşçısı olan Zeyna, Kuzey Avrupa kostümleri giymiş bazı kötü karakterlerle Asya dövüş sanatını kullanarak mücadele verir. Dönem Antik Yunanistan dönemidir ancak kullanılan diyalog, bilinen Batı kıyısı İngilizcesi'dir.

Yanlış tanıtılmış kültür ve tarih imgeleriyle oluşan bu yaratıcı kimlik, kalitesine dikkat çeker ve Avrupa toplumunun geleneksel kanunlarını yıkmaya yardımcı olur. Kadınlar ve etnik gruplar için yeni roller kabul etme kapısını açar.

Erkekliğin özünü simgeleyen savaşçının geleneksel önderi rolü, artık bir kadın tarafından temsil edilmektedir. Zeyna'nın dış görünüşü; deri mini etek ve botlar, bronz göğüs plakaları, uzun düz kesim siyah saçlar ve o delici mavi bakışlar ile bir parça kadınsı bir parça erkeksidir. Kıyafetleri onun kadınlığını vurgularken kılıcı, bir sembol olarak gücün erkeksi bir görüntüsüdür. Atıldığı anda herhangi bir nesneyi dilimleyebilecek kadar keskin kenarları olan dairesel ve metal bir disk beline takılıdır. Yuvarlak şekli dişi cinsiyeti için semboliktir; onun nihai silahı ve güç kaynağıdır. Kadınsı ve erkeksi kimliklerinin bu ikiliği, etrafındakileri belirsiz kılar. Yol arkadaşı "Gabrielle" sevgilisi midir? Yoksa arkadaşı mıdır?  

Savaşçı prenses unvanı, savaşçı ve prensesin çatışma görüntüsünü anlatır. Erkeğe ihtiyaç duymayan bir kadın... Alt metninde feministliğin bulunduğu aşikar olan bu başlıkların her ikisini de taşıyabilen seri; zaman, kültür, dil ve tarihin post-modern uyumsuz temsilleri ile daha da kolaylaşır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları