Gerçeküstücülük akımının gelmiş geçmiş en iyi yönetmeni Luis , 1900 yılında Colanda, İspanya'da dünyaya gelmiştir. Sürrealizm denince aklımıza genelde Max Ernst, Chirico ve en popülerlerinden biri olan Dali gelir. Yönetmen olarak ise akla gelen ilk isim Bunuel'dir. 19. yy henüz başlarında Dali ile yolları kesişir ve Hitchcock'un tabiri ile En İyi Sürreal Yönetmen olarak adından söz ettirir. Dali ile ortak çalışmaları olan 'Bir Endülüs Köpeği' yönetmenin en önemli filmlerinden birisidir.
That Obscure Object of Desire (Arzunun O Belirsiz Nesnesi) - 1977
Trene bindikten hemen sonra, şaşkına dönmüş bir adam aniden platformdaki genç kadının üzerine elindeki bir kova suyu fırlatır. Kadın, önümüzdeki birkaç saat boyunca adam tarafından nasıl bir saplantı haline geldiğini ve adamı nasıl hoş bir şekilde etkilediğini dinlemek zorunda kalır.
Belle de Jour (Gündüz Güzeli) - 1967
Doktorla evli güzel ve genç bir kadın olan Severine, kocasını içten sevmektedir fakat kendisiyle fiziksel olarak aşırı samimi olmasına da can atmamaktadır. Cinsel istekleri, eğlenceleri, sapık, erotik arzu ve fantezileriyle karşı karşıya kalmak zorundadır ve sonunda istemsizce fahişe olur. Öğle sonraları bir genelevde çalışırken mutsuz olan evliliğinde ise ısrarlı bir tutum sergiler.
Le Fantôme de la Liberté (Özgürlüğün Hayaleti) - 1974
Bir Sürrealizm filmi. Sembollerin her yerde karşımıza çıktığı, açıkta ve gizli bir şekilde kabuğundan çıkan ve hiç de sert olmayan bir basın açıklamasıyla göndermeler yapan, döneminin en çok tartışılan filmi. Özgürlüğün Hayaleti, bütün parçaların birbirleriyle doğru bir şekilde iliştirilmesiyle bir bütün olan film. Bunuel'in aşırı derecede kullandığı arzu, cinsellik, siyaset ve inanç gibi birçok konu ve kavramın işlendiği ve bu konulara olan yaklaşımıyla takınmış olduğu tavır, Katoliklerin hoşuna gitmeyecek bir hal almaya başlamıştır.
Viridiana - 1961
Genç bir rahibe olarak nihai yeminini vermiş olan Viridiana, ölmüş teyzesinin evini ziyaret etmek ister. Rutin ziyaret adamın, eşinin yeğenine aşık olmasıyla tuhaf bir hal almaya başlar. Viridana, tam ziyaretini sonlandırmak ve ruhbanlık okuluna gerin dönmek üzereyken adam korkunç bir plan peşindedir.
The Milky Way (Samanyolu) - 1969
İki adam Fransa'dan, Comploctela'ya bir hac yolculuğuna çıkar, yol boyunca da otostop çekerler. Yiyecekleri yoktur ve çağın aşırı Hristiyan dogmaları ve sapkınlıklarıyla başa çıkmak zorundadırlar. Yol boyunca köylerde durup yerel halktan para ve yemek isterler. Karşılarına çıkan radikal Katoliklerle farklı farklı dini tartışmaktadırlar ve kutsal kitaptaki mucizeler üzerinde kafa yormaktadırlar. İsa bir insan mı? Yoksa daha fazlası mı?
L'age D'or (Altın Çağ) - 1930
Bunuel'in ilk şaheseri, 'Un Chien Andalou'ya göre daha fazla derinlik sunuyor. Bir sürrealist çalışma olan Altın Çağ'da, belirsiz bir taslak üzerine bir erkek ve bir kadın tutkuyla birbirlerine âşık olurlar. Bu tutkuyu tamamlama çabaları ise ailelerini ve kiliseyi rahatsız etmektedir. Kilise ve burjuva tarafından sürekli olarak engelle karşılaşırlar.
Un Chien Andalou (Bir Endülüs Köpeği) - 1929
Salvador Dali'den gelen büyük bir ilham ile gerçeküstü yapılmış bir film. Bunuel, bir kadının gözüne kesik atılması ve bir piyanonun üstünde ölü bir at gibi çarpıcı sürreal görüntüler sunar. Derine uzanan, yorumlara açık ve gizemli bir film. Filmde her şey anlamsızdır.
The Discreet Charm of the Bourgeouisie (Burjuvazinin Gizli Çekiciliği) - 1972
Birkaç burjuva arkadaş, akşam yemeğinde bir araya gelmeyi planlarlar. Beklenen yemek keyfine müdahale eden, son derece sıra dışı olaylar yaşanır. Aslında amaçladıkları akşam yemeği bir türlü istedikleri gibi gerçekleşmez.
Los Olvididos (Unutulmuşlar) - 1950
Bir grup Meksikalı genç suçlu, kentin gecekondu bölgelerinde şiddetli ve suç dolu bir hayat yaşamaktadırlar. Genç Pedro'nun ahlakı yavaş yavaş deformasyon yaşayarak diğerleri tarafından yok edilecek düzeye kadar ilerler. Hikayede varoşlarda yaşayan genç ve fakir çocukların dramı anlatılmaktadır. Bunuel aile, sistem ve sokaklara sert bir bakış sunmaktadır.
Nazarin - 1958
Hristiyan ilkelerine göre saf ve dürüst bir yaşam sürdürmek için çabalayan bir papaz. Ancak diğerleri tarafından (sadece fahişe hariç) kendisine karşı güvensizlik ve nefret duyguları beslenmektedir.
El Angel Exterminador (Yok Edici Melek) - 1962
Misafirler, cömert bir akşam yemeği sonrasında kendilerini adadan çıkamaz halde bulurlar ve önümüzdeki birkaç gün içinde, toplumdaki konumlarından dolayı oluşturdukları ayrıntılı ön yargıları tamamen azaldığında, sert bir sorgulama sonrası çöküşe geçer.
Tristana (Seni Sevmeyeceğim) - 1970
Genç bir kadın olan Tristana'nın annesi öldüğünde vasiyet olarak saygıdeğer Don Lope'ye emanet edildiğini öğrenir. Don, onurlu doğası gereği ticaret ve din hakkındaki sosyalist görüşlerine rağmen çok beğenilen ve tanınmış, saygın bir kişiliktir ancak Don'un kimsenin bilmediği bir zayıf noktası vardır.
Facebook Yorumları