Herhangi bir nedenden ötürü Dark City'i henüz görmediyseniz izlemek için çok geç kalmış değilsiniz.
Bir kimlik olarak hiçlik.
Bilim kurgu ve fantastik filmler ile ilgili sorunumun bir kısmı, gerçekçi olmamaları. Genellikle birkaç mavi ve uzun boylu et yiyen uzaylıdan ve galaksiler arası mekikleri ile etrafa mavi ve kırmızı lazer ışını gönderen hareketli resimlerden oluşuyor.
Sevdiklerimin bazıları bile beni kuşku içerisinde bırakabiliyor. Bu yüzden Matrix henüz piyasada yokken çıkan Karanlık Şehir, zamanının en büyük sürprizidir. Bu, sadece dönemin en fantastik filmlerinden biri değil, aynı zamanda bilim kurgu hayranı olanları veya olmayanları da etkisi altına alacak kadar mükemmel bir film.
Karanlık Şehir, isimsiz bir şehirde geçer. Başlıktan da anlaşılacağı gibi, orada her gün karanlıktır. İnsanlar nüfusun genelini oluştursa da Strangers'ler olarak adlandırılan bir grup varlık kenti yönetir. Hasta görünümlü uzun beyaz yüzleri olan gösterişli yaratıklar. Zamanı durdurabilme ve dünyanın fiziksel yapısını değiştirebilme gücüne sahip bu tuhaf yaratıklar, insan beynine hakim olabilmekte ve olayları istedikleri şekilde yönlendirebilmektedir.
Uyanma zamanı.
Bir gece ansızın duş aldığı banyoda alnından akan kan ile uyanan Murdoch, hafızasını kaybetmiş bir biçimdeyken kendisini kovalayan adamların elinden kurtulmak için kendini sokağa atar. John çok geçmeden özel yetenekleri olduğunu fark eder. Saat on ikiyi gösterdiğinde ise her şey kelimenin tam anlamıyla durur. İnsanlar ansızın yere yığılır. Murdoch o an devasa bir deney tüpünde yaşadıklarını ve gerçek sandığı her şeyin aslında bir yalan olduğunu fark eder.
Facebook Yorumları