"Martıların Efendisi" İnstanbul'ın sakin semtlerinden biri Tuzla'da müstakil bir evde yaşayan psikolojik rahatsızlığı olan fantastik bir adamdır.

Komedi, fantezi ve dram karışımının ortaya çıkmadığı anlar olsa da, hala izlemeye değer.

İyi bir fantezinin kilit noktalarından biri, yarattığı merak ve dehşet duygusudur. Bir hikaye bu tutumu izleyiciye aktarabilirse, mizah ve heyecan daha kapsamlı hale gelecektir. Mehmet Ada Öztekin'in filmi "Martıların Efendisi"nde olduğu gibi, fantezi unsuru kaybolursa, tüm film onunla birlikte düşer.

Martıların Efendisi, 90 dakikalık bir fantezi film, alabildiğine sade, alabildiğine yalın, günümüzün deyişiyle son derece "ucuz". Ama büyük kitle için olmasa da bir küçük ve mutlu azınlık için, sinemanın aynı zamanda nasıl güçlü bir anlatım aracı olduğunu gösteren sadelikte bir Fantezi/film.

Meriç Demiray adlı bir senaristin kaleminden anlatılan film, bizlere boğaz kıyısında sakin bir yaşam süren fantastik bir adamın öyküsünü anlatıyor.

İstanbul'da tuhaf olmak.

Son derece kısa diyaloglar, gösterişsiz olgun anlatımı, ekonomik kamera hareketleri ve de aslında Çeşitli simgesellikler içeren öyküsüyle, dikkatli ve ayrıntı düşkünü seyirciye sesleniyor film.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları