Bir feribotta çalışan, eksik dişli bir garsonun dünyası, kendisini istihdam eden işletmenin el değiştirmesiyle altüst olur.

Konu o kadar acımasız ki nasıl gülündüğünü unutabilirsiniz. 

Ayzek, arabalı feribotta bir garsondur. Tabiiki onun da her çalışan gibi kendi işini kurma hayalleri var ancak önce dişlerini yaptıracak parayı biriktirmeli. Zorbalık yapan patronundan ve iş arkadaşlarından bıkan Ayzek, bir zaman sonra hırsına yenik düşer ve vapurda kalabilmek için gemi kaptanını ve mesai arkadaşlarını birbir satmaya başlar.

Ancak bu fikir ters teper. Sonra bir sabah biriktirdiği paranın yerinde olmadığını fark eder, her sabah vapura binen Songül'e duygularını itiraf eder, gece olduğunda ise sevgilisi Ayzek'i bir kenarda sıkıştırır. Küçük bir kapışmanın ardından adam ölür. Tam da yeni patronunun gözüne girmişken, bu tuhaf durum Ayzek'i daha da öfkelendirir.

Kahraman her ne kadar işine  devam etmek için sonunda caniye dönüşen bir adam olsa da, Yılmaz bir şekilde bu karaktere masumiyet katar ve seyirciye işlemeyi başarır. 

Dış görünüş çok önemli...

Tempolu film konusuna ve karakterine tam hakim muhtemelen herkese göre değil ancak kara mizah Düşünüldüğünde bu oldukça özgün bir deneme.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları