"Bir canlı türü olarak insanlar, en güvenilmez yaratıklardır."
'Kim olduğumu söyleyemem, peki neden? Çünkü söylersem seni öldürmek zorunda kalırım.' Bir zamanların polisiye- suç dramalarının en havalı repliğidir. Çok gizemli erkek figürü eski yıllarda çok daha fazla dikkat çekiciydi ama günümüzde Emniyet Birimi'ne bağlı, sigortalı bir memur görünümü sunmakta. Artık polisler ve casuslar havalı bulunmuyor; acilen bir dinamizm getirilmeli. 'Memoli', 'Dexter', 'Sherlock', 'Behzat Ç.' gibi hepsinin geçmişle ve günümüzle uyumlu-uyumsuz yüzleşmeleri gereken korkuları ve kendi stilleri ile hikayeye artı bir derinlik ve ilgi çeken bir auraları vardır. Müşteri profili maalesef 10 yılda bir değişiyor. Artık herkes vampir ve kurt adamdansa süper kahraman görmek istiyor. Kara Liste'deki Red, biraz geleneksel biraz modern dokunuşlarla kaliteli bir karakter çıkarıyor karşımıza.
FBI'nın en çok aranılanlar listesinin başında olan Red, bir gün yıllardır kendisini takip eden FBI birimine kapıdan girerek teslim olur. Baş amir Herold Cooper'a basit bir anlaşma sunar: Dokunulmazlığı sağlanırsa eski suç çetesine mensup arkadaşları, geçmişte yaptıkları ve şimdi yapmayı planladıkları işler hakkında her şeyi açıklamaya hazırdır. Peki FBI bunu kabul edecek mi? Bu bir oyun mu? Red hemen teslim olacak birisi mi? Seri bizlere bu ve bunun gibi bir sürü sorunun cevabını veriyor.
Hikaye iki perspektif arasında zikzak çizerek zihinleri meşgul etmek istiyor. Görevini iyi bir şekilde yapan bir FBI ajanı ve on yıldır bu birimden saklanmayı başarmış bir suçlu. Geçmişi parlak ve tanınmış bu suçlunun alaycı bir tavır ile kendi ayağına sıkışını izlemekteyiz. Korkunç suçları gözü kapalı işleyebilecek bir suçlu olan Red, anti-kahraman olabilecekken arınmış ve tövbe eder vaziyette kanuna ve insanlığa hizmet etmeye kararlı bir figür haline gelir. Red suçlu kimliğinin aksine çekici, komik, esprili ve beyefendi bir kişiliğe sahiptir.
Red'i tanımak bizler için keyifli ve ilgi çekici bir andır.
Facebook Yorumları