"Şiddet, her zaman kötü değildir."
Bir seyirci olarak şiddetli kahramanlara çokça alıştık. Filmlerimizde insanlar sık sık yaşam-ölüm durumlarına giriyor ve diğer insanları öldürmek zorunda kalıyor.
"Farklı bir Oldboy ve John Wick ile karşılaşıyoruz."
Karakterin geçmişinden taşımış olduğu yara izleriyle ilgili bir film. Sıklıkla kabul ettiğimiz, acımasız ve travmatik bir geçmişe sahip tüm karakterlerin, duygusal gerilimlerinden ötürü böyle oluşlarını fark ederiz. Film sadece bize sunulan büyük bir gerilimi değil, aksine psikolojik çöküşü de anlatır. Her sahnede tamamen vazgeçmekten, kendi hayatını bitirmekten karakterler, o rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak için tüm tehlikeye ve şiddete gözü kapalı oldukları gibi kendilerini bırakırlar. Sadece arınabilmek için...
Film başlarken karşımıza suç mahallinde kanı temizleyen ve delilleri bertaraf eden Joe adında biri çıkıyor. Kaçıran kişi yahut katil olmadığını anlayabilmemiz inanılmaz derecede uzun sürer. Kanlar içinde yerde yatan öldürülmüş kişiyi kaçıranları ve katilleri yakalamak için çalışan maaşlı biri olduğunu çok sonra anlarız. Önyargılarımız burada devreye girer ve sokak berduşu gibi gözüken Joe, zihnimizde bir suçlu olarak belirir.
Joe'yu tanıdıkça yaşlı annesiyle kalan ve kaçırılan kızları fidyecilerin elinden kurtararak geçimini sağlayan biri olduğunu görürüz. Dehşet verici bir çocukluk sonrası iş akışı, sürekli olarak daha fazla dehşetle yüzleşmeye zorlayan diğer bir aksiyondur onun için. Ortalarda artık onu korkutabilecek bir şey yoktur.
En son görevi bir politikacının kayıp küçük kızını bulmasıdır ve geçen kısa sürede kendini hayal bile edemeyeceği bir dünyada bulur. Her şey plana göre işlediği sürece güvenli ilerliyor gibi görünse de aslında hiç de öyle değildir. Her şey Joe için boka sarmaktadır. Her ne kadar iyiliğin üstesinden gelemeyeceği şey olmadığına biz normal insanlar olarak inansak da Joe için bu, doğru bir felsefe değildir.
Karşımıza çıkan film neredeyse 90 dakikadır. Karakterinin ruhsal olarak iyileşmesi için bundan daha uzun bir süreye ihtiyacı vardır. En iyi performanslardan birine ve kırılganlık ile öfke arasındaki o ince, hassas çizgiyi defalarca dengelemesine şahit oluyoruz. Filmin üçte ikisini bir arada tutmaya çalışıyor ve sonunda iç-dış zorluklarla mücadeleden çok boğuşur gibi bir hal alıyor.
İç karartıcı bir film. Bir şekilde silahlı olumsuzluğa sahipmiş gibi akıllı bir sonuca doğru kuvvetle hareket ediyor gibi görünse de izleyiciler olarak biz, bu sonucun gerçekleşmeyeceğine ilerleyen zaman diliminde kanaat getiriyoruz.
Facebook Yorumları