"Kahramanları olmayan bir ulusun bir geleceği de olamaz."

Onlarca gezegende milyonlarca canlının soykırımından sorumlu olan bir kralın, altı taşı elde etmek için her şeyi yapmaya hazır halini izliyoruz.

Gezegenimiz, Thanos'un güzergahındaki en önemli ve son yerdir. Sessizce ilerlemekten ziyade, daha geleneksel ve kırsal duruşuyla birlikte meydan okur bir haldedir. New York'un tam merkezinde, kiraların en pahallı olduğu yerde kitlesel bir kargaşaya neden olarak mahallenin ağır abilerinin dikkatini çekiyor ve Dr. Strange, Iron Man ve diğerlerinin mahallenin şantiye alanına dönmesini engellemek için ellerinden geleni yapmalarına tanık oluyoruz. Bakalım bu heyecanlı kavgayı kim kazanacak?

Ciddi bir çete suçlusunu andıran ve tek eksiği dövme ile beyaz bir atlet olan Thanos, ciddi bir tehdit olarak algılandıktan sonra Marvel dünyasının patentli süper kahramanlarının tamamı, savaşa hazır bir hal alarak öyküyü daha izlenir kılıyor ve kaliteli bir şablona girmesini sağlıyorlar. İnsanlığa ait bu hayatta kalma savaşı, daha çetin bir sokak kavgası halini alacak gibi duruyor.

Yenilmezler, Marvel'den beklediğimiz bir kabuğa sahip. Gösterişli ve alçak gönüllü olduğu kadar da heyecan verici ve büyüleyici bir çizgi roman filmi. Hikaye ise sadece aksiyon sahneleri için bir bahane olarak ele alınmış .

Hikayeyi ele aldığımızda aslında bir çizgi roman anlatısı gibi basit başladığına tanık oluyoruz. Thanos Tanrı olmak ve evrene bir denge getirmek istemektedir. Sonsuzluk taşlarının tümünü toplayarak eşsiz bir güce sahip olmak istiyor; evrendeki tüm yaşamın yarısını bitirme yeteneğine sahip olabilmesi için karşısındaki tek sorun ise tabii ki Yenilmezler. Allah onları başımızdan eksik etmesin.

Marvel sinematik evrenindeki her karakter zorlayıcı bir güce sahip ama Thanos ile tanıştığımız zaman çok zor bir adamla karşılaştığımızı ve bu dünyaya ait olmadığını anlıyoruz.

Filmdeki küçük ve fark edilmeyen bir detay ise daha önceden izlemiş olduğunuz Batman: Kara Şövalye'de yer alan düellodaki fikirlerin ele alınış biçimidir. Kötü ile iyinin dışında iyi fikir ve kötü fikir sentezini masaya yatırmaktadır. Aslında dünya yaşlanmıştır ve bu kadar yükü kaldıramamaktadır. Onun için en doğru şey ise yarıdan fazla canlının ölmesi gerektiğidir. Çoğu bilindik tarikatın hedefini yansıtmaktadır aslında izleyiciye. Yaşadığımız bu dünyada giderek artan insan nüfusuyla hızla yükselen bu sorun, belki de dünya için bir kangren olarak resmedilmektedir.