Hayvan Mezarlığı, yeni taşındığı evde ailesi ile kutlama yaparken hayatını kaybeden küçük oğlunu geri getirmek için eski bir mezarlığa gömen babanın trajik hikayesine odaklanıyor.

Bö!

"Bir insanın yüreğinin toprağı daha da taşlıdır."

Bazen, düşük bütçeli filmler daha da iyidir: "Hayvan Mezarlığı" gibi. Düşük bütçeli filmler, sinema sektörü ve eleştirmenlerine göre pahalı bir üretimde düşünülmeyen olağanüstü performans sunumu için daha geniş bir alana sahiptir. Sinematografisi ve kurgusuna hayran kaldığımız filmin gerçek bir gerginlik üzerinde hareket etmesi, ince detaylara yoğunlaşması ve eşsiz performans sunumu için büyük bir şanstır: "Telefon Kulübesi" gibi.

Klasik bir Stephen King romanının ikinci uyarlaması olan bu modern yorum, özgün ve kaliteli korku türü yapımcılığının raflarına yakışan bir eklentidir. Fazla miktarda korku filminden bahsediyoruz; olumsuz bir şeyler bekleyen ve bir önceki filmi veyahut kitabı referans alan birisi için film, fazlasıyla olumlu şey sunmakta.

Yönetmenler harika bir iş çıkarmış.

"Her insanın yaşamında biraz kötülük vardır, değil mi?"

Bu yeni ve karanlık yorum hakkında inkar edemediğimiz tek şey, muhteşem bir görünüme sahip oluşudur. Christopher Young'un kamera hareketleri, yapım tasarımı, renk paleti ve müzik kullanımı, kırsal görünüme sahip izbe bir kasabaya taşınan ve korkunç ormanın derinlerinde bir mezarlık keşfeden Creed'in hikayesine çok büyük katkı sağlıyor. Zamanında gişe rekorları kıran bir filmin uyarlamasını tekrardan sunabilmek için hepsi doğru bir şekilde bir araya getirilmiş.

Yönetmenler, Kevin Kölsch ve Dennis Widmyer, kamerayı ve kendi konumlarını planlı bir şekilde kullanıyorlar. Film, Creed'in evinin yanındaki patika yoldan evcil hayvan mezarlığına kadar izleyiciyi dar bir atmosferde boğmak için en doğru açılara sahip; sol, sağ ve geri, kendine özgü bir şekilde dikkatten uzaklaşıyor ve sadece tek bir yöne odaklanıyor. Sis ve ışık efektleri ile özenle hazırlanmış gece sahnelerini kaldırsanız bile, film hala karakterler üzerinde beliren ürkütücü bir sır perdesi içeriyor. Filmin temposu şiddetlendiğinde ise çocuğu ve aileyi izlemek çok etkileyici oluyor.

Baba, hadi gelsene... Benimle oynasana... Hahaha...

"Baba, insanlar neden ölürler?"

King'in romanı ve Mary Lambert'in 1989 uyarlamasının hayranları bu yorumda çok daha fazlasını bulabilirler. Pek çok klasik hikaye uyarlaması benzer ritmle devam etse de bu evcil hayvan mezarlığı, bir şeyleri değiştirmekten, işe kendinden bir şeyler katmaktan korkmamış gibi görünüyor. İzleyici kitlesini anlayan ve ne istediğini bilen bir korku filmi. Stephen King'in orijinal hikayesinin karanlık olduğunu düşünüyorsanız, bir şekilde Kevin Kölsch ve Dennis Widmyer bunu daha da  karanlık yaptı. Yine de filmi izleyen romana sadık kitle, öykünün üzücü ve trajik ruhunu yakalayamadığını iddia edebilir ama aksine filmin, ciddi ve farklı bir şey olarak bunu çok daha iyi sergiliyor olduğu söylenebilir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları