Tabiat ananın ortasında bazı açılardan gördüğümüz şey, mutlak gerçekliğin dışında bir şey değildir.
XVI Yüzyılda Güney Amerika'da İnka İmparatorluğunun yok oluşunun ardından kısa bir süre sonra, bir İspanol keşif heyeti Peru dağlarını terk ederek altın aramak için Amazon nehrinin aşağısında bulunan El Dorado kentine doğru gider. Kısa süre içinde, birçok zorlukla karşılaşacak ve zenginliği önemseyen açgözlü Aguirre' grubun lideri olacaktır.
Bu esnada İspanya'ya olan sadakat bozulur, böylece askerler arasında güç mücadelesi ortaya çıkar. Acaba bu liderlik onları Altın Şehre mi yoksa bir yıkıma mı götürecektir.
Werner Herzog'un Tanrının Gazabı filmi bugüne dek yaratılmış en özgün sinema örneklerinden biridir. Film, İspanyol istilacı Lope de Aquirre'in Amazon ormanlarındaki efsanevi şehir El Dorado'yu hiçbir sorun çıkmadan bulmak için 1561'de çıktığı, başarısızlığa mahkum sefere dayanır.
Tanrının Gazabı, çekimleri neredeyse bir efsane haline gelmiştir. Peru yağmur ormanlarında aylar içinde çekilir ve oyuncu kadrosu ile set ekibi gibi Klaus Kinski'de aynı zorluklara göğüs germek zorunda kalır; dağlara tırmanmak, coşkun ırmaktan derme çatma sallarla geçmek ve ormanda ağaç dallarını keserek ilerlemek.
Aguirre, toplumsal kuralları ve insani yükümlülükleri göz ardı edecek kadar kör hırsının esiri olmuş Korkunç bir figürdür. Karşısına çıkana ne merhamet ne de sevecenlik gösterir.
Facebook Yorumları