"Kendine şu soruyu sorman gereken zamanlar olur: Hayatımı bir korkak olarak mı, yoksa bir savaşçı olarak mı geçireceğim?"
Yazar Ken Niimura'nın yaratmış olduğu çizgi roman serisinden "Dev Avcısı"nı uyarlayan senaryo yazarı ile yönetmenin, Oscar ödüllü kısa filmleri "Helyum" da dahil kaynak materyalin konusuna pek de yabancı olmadıklarını gösteriyor. Yazar ve üretici, bir çocuğun soyut bir ölüm anlayışıyla yüzleşmek için hayal güçlerini kullandığında neler olduğunu yansıtan bir çalışma yaratırken özgün ve dikkat çekici bir başarı yakaladı.
Bu uyarlamayı izlerken aklımıza ilk gelen iki filmin yansımasına sahip olduğu: "Canavarın Çağrısı" ve "Vahşi Şeyler". Bu filmlerden parça parça esintiler hissetmek pek sürpriz olmadı. "Dev Avcısı"nda inanılmayan, gözle görünmeyen varlıkların küçük karanlık etkilerinin ortalarda bir yerlerde fark edilen büyük etkiler yaratması, dikkat çekici bir gösteri gibi geliyor. Çocukların hayal güçleri ve kabusları arasındaki o ince çizgiyi ele geçiriyor da diyebiliriz. Aile kavgaları ve ihanet sonrası beklenilen en duygusal zamanlarda insanlara sunulan sevgilerinin reddedilmesinin otantik bir tasviri ile tam olarak bunu yapar. Gerçekliğin içinde olan ve bu gerçekliğin dışına çıkması gereken genç kahraman Barbara'nın, hem gerçek hem cesaret hem de kahramanca üretilmiş bir meydan muharebesine hazır olması gereklidir.
"Gerçek ve hayal dünyasında gezinen genç bir kahraman."
Bu, gerçekliğin ve kalıpların oluşturmuş olduğu dünyadaki trajedilerin iktidarına meydan okumak zorundadır. Gerçekte etrafta neler olup bittiğine baktığımızda yüzeyin altına bakmak için önermenin çılgınlığını kabul etmeliyiz.Hikaye, "Kaplan ve Ejderha"nın bilinen masa oyunu etrafında kullanılan mitolojik desenlerinden türemiş gibidir. Bu nedenle erkek kardeşi ve arkadaşları bilgisayar oyunları yerine, bu bilinmeyen tarih öncesi masa oyununa geçiş yapmak istemektedir. Barbara kendi korkularını ortaya atmaktan çekinmez, psikoloğun etrafta olmasına rağmen. Çünkü o sırada zihninde onları büyük kıyamet öncesinden kurtarmaktadır. Bu yüzden elini çabuk tutması ve bir yetişkin gibi davranması gerektiğinin farkındadır.
Uzaktan yaklaşan devlerin yansımaları her ne kadar tüyler ürpertici görünse de okuldan hemen sonra bu canavarların kıyamet planlarını baltaya benzer, bilinmez bir dalga yaratan silahıyla engellemesi ve bunu tek başına yapması gerekmektedir. Çünkü o yaşıtlarına göre sorunlu ve tavşan kulaklarına sahip bir ergendir. Ve hiç arkadaşı yoktur.
Barbara adında karşımıza çıkan genç "Dev Avcısı", sinema ve televizyonda halihazırda yayılan portföyünü inşa ederek unutulmaz bir performans sunuyor. Karşımıza çıkan Bayan Molie ve Karen adında çokça iyi iki yan karakter ise yere sağlam basan karakterler. Bir Harry Potter izleyicisi bu hikayenin içinde yabancılık çekmiyor ve gerçeği artık gizlemediğinde de öfke ile irade arasındaki çığlığın, ağlamadan önceki o hissin acısını yaşıyor. "İnanılmamak". Filmin son on beş dakikasını oluşturan bu ham duyguların, bu ağır yükümlülüklerinin altındaki parlaklığı yine de hissediyoruz.
Facebook Yorumları