"Bir insanın kollarıyla yapabileceği en güzel şey sarılmaktır."
Bu gösteriyi izlemeye değer kılan kişisel olarak 3 etkeni sıralayacak olursak:
1. Hikaye: Şovda kullanılan mizah çarpıcı ve iyi bir şey yapılmış ancak harika ve benzersiz bir TV şovu yaratabilmek için farkında olmadan mükemmel bir fikre ulaşmışken olması gereken yerde olmaması kafa karıştırıcı duruyor.
2. Karakterler: Bu öyküde her karakter elinden geleni yapmaktadır. Her biri aksiyon ve dövüş sahnelerindeki becerikli halleri ve sergiledikleri teknikler ile seyir zevki vermektedir.
3. Kimya: Karakterler arasında oluşan kimya çok uyumlu. Bu kimya diziyi izlemeye değer kılsa da birbirlerine mesleki olarak rakip olmaları işleri zorlaştırıyor ve bunu da aşk ile çözmeye çalışıyorlar. Biri tecrübeli bir CIA ajanı, biri çaylak bir inek olarak iletişim kurmaları konusunda kolaylık sağlanmış oluyor.
Chuck, temelde komedi ve aksiyonun ilginç ve komik bir karışımı. Başka serileri taklit etmiyor ve onlarca kez görmüş olduğumuz sıkıcı ve basmakalıp bir anlayışa sahip değil. Gerçekten de TV serileri içinde sürekli büyümeye çalışan bir yapım olarak 'Friends' ve 'Seinfeld' kalitesine ulaşabilecekken birkaç küçük detay yahut şans eksikliği, bu üst kalite sınıfına girebilmelerini engelliyor.
Chuck, hayatının farklı bölümlerini aynı anda bir arada tutmaya çalışan, günlük hayatında birçok zorlukla karşı karşıya kalan bir geektir. Alçakgönüllü, vicdanlı, utangaç ve her birimizin borç verebileceği türde bir kişidir. Uzmanlık alanı bilgisayar tamiridir. Teknolojiye olan tutkusu, muhtemelen bu şovun mizahını müşterilerin anlayabilmeleri için daha kolay anlatabilecek alt sınıf bir figür olarak sunmaktadır.
Facebook Yorumları