Alain Delon, bir zamanların Fransa'dan daha meşhur Frenk'i.

Alain Delon, Savaş Sonrası Dönemi'nin en önde gelen Fransız oyuncuları arasındaydı. Egzotik derecede yakışıklı bir sanatçı olan Delon, 08 Kasım 1935'te Fransa'nın Sceaux kentinde doğdu. Kişiliğini biçimlendiren yıllarını öncelikli olarak koruyucu ailelerinin yanında geçirdi; bir süre sonra yatılı okullara gönderildi ve 17 yaşında Deniz Piyadeleri'ne katıldı. İlerleyen yıllarda da Hint Denizi açıklarında paraşütçü birliğinde görevini tamamladı.

Delon askerliğini bitirdikten sonra Marsilya'ya geri döndü ve 1957 Cannes Film Festivali'nde tanıştığı aktör Jean Cloude Brialy ile bir dostluk kurdu. Delon, gösterişli ve karizmatik görüntüsü sayesinde David Selznick ile 7 yıllık bir dizi film projesi için anlaşma yaptı. 1957 ve 1960'a kadar birkaç standart filmde boy gösteren Delon, 1962'de Michelengelo Antonioni'nin L'eclisse filminde oynadığı rolle dikkatleri üzerine çekti ve parlak dönemine geçiş yaptı.

1963 yılında daha ciddi projelerde oynayan Delon, sırasıyla Melodie En Sous, Les Fullins filmlerinde rol aldı. Adel Production adında bir firma kurmaya karar veren aktör, 1965'te Hollywood'a adım attı ve sırasıyla 4 filmde boy gösterdi. 1967 yılına gelindiğinde de Jean-Pierre Melville'nin kült filmi Le Samouraï'deki mükemmel oyunculuğu ile dünya tarihine adını altın harflerle birlikte yazdırdı.

Ve o çalkantılı 1968 yılında Alain Delon'un dostu ve koruması Markovich, bir çöp konteynırında ölü olarak bulunur. Polisler iki kişiden şüphelenir: Marcantoni ve Alain Delon. Çünkü Markovich öldürülmeden önce geride birkaç mektup bırakmıştır. Birkaç ay sonra Nathalie Delon'un, Markovich ile ilişkisi olduğunu açıklamasının ardından ibre Alain Delon'dan yana döner. Ölmeden önce Markovich defalarca Nathalie ile buluşmuş ve "Takip ediliyorum, öldürülmekten korkuyorum," demiştir. Daha sonrasında Nathalie'ye gönderdiği mektuplardan birinde ise şöyle yazmaktadır: "Eğer bir gün hapse girersem suçsuzluğuma inan. Esas suçlu başta akli dengesi bozuk olan Alain Delon ve arkadaşı Francois Marcantoni'dir."

Markovich'in cesedinin üzerinde bulunan örtünün Marcantoni'ye ait olduğu ortaya çıkınca Marcantoni tutuklanır. Markovich'in elinde birkaç bakanın eşine ait fotoğraf ve şantaj mektubu olduğu ortaya çıkınca dava düşer ve Marcantoni serbest bırakılır.

1973 yılında Alain Delon at yarışı, boks ve kumara merak salar ve o dönemin en pis isimleri ile ortak kumarhaneler açar. 4 adet safkan at alıp kendi at yarış kulübünü kurar; sonrasında açtığı gece kulüpleri ile de büyük işlere girişir. O dönemin en ciddi final maçlarından biri olan Bouttier ve Manzon maçının organizasyonunda yer alır ve o dönem boks dünyası, Galbert Benoim gibi karanlık insanların elindedir. 

Yaşadığı çalkantılı 70'lerin sonrasında Delon'un hakkında çıkan haberler yenilir yutulur cinsten değildir.  Eski komutanının açıklamaları, mafyalarla olan işbirlikleri, Markovich'in öldürülme olayında şüpheli konumunda olması, erkeklerle olan yakın münasebetleri ve 73'deki Akrep karakteriyle geri plana düşen şöhreti neticesinde izleyicilerin gözünden düşmüş ve Alain Delon ismi yavaş yavaş unutulmaya başlanmıştır.

60'lar ve 70'lerin en büyük yıldızı ve şöhretiydi ama bu bir yere kadar devam etti. Sonrasında Joseph Logan'ın yönettiği Mösyö Klein (1976) filmi ile Yılın En İyi Erkek Oyuncusu dalında, Fransa'ya ait büyük bir ödül olan Cesar'ı aldı ve oynadığı küçük rollerle kariyerine devam etti. 1997 yılında aktörlüğü bıraktığını açıklamasının ardından, zaman zaman sadece bazı küçük rollerle karşımıza çıkmıştır.

Alain Delon'un aşkları da kendisi kadar karışıktır; özellikle de Romy Schneider ile yaşadığı aşk. Aktör, bir zamanlar televizyonda verdiği bir röportajda Romy için "Onun yüzü hep hüzünlüydü," demiştir. Bazı basın mensuplarına ve Romy'nin çevresine göre ise bu hüzünlü yüzü Delon'un onu aldatması ve depresyona girmesine sebebiyet vermesi yüzündendir.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları