"Tüm o anıların zamanla kaybolacak, tıpkı yağmurun akıttığı gözyaşı gibi."
Usta yönetmen Ridley Scott'ın "Bıçak Sırtı" adlı eseri, tek kelimeyle mükemmeldir. Bu, "tür" adı altında en iyi şekilde ele alınan nadir yapımlardan birisidir çünkü bilinen bilim kurgu kalıbını alır ve onu hem hikaye anlatımı hem de entellektüel boyutta bir deneyim olarak en zirveye taşır. Ayrıca kültürel olarak önemli bir etkiye sahip olmasından dolayı da dikkat çeker. Çünkü yeni nesil için planlanan "distopya"yı yeniden tanımlar ve bunu yaparken karşı kültürün bilim kurgudaki etkisinin sona erdiğini muazzam bir şekilde gösterir.
Philip K. Dick'in romanından uyarlanan yapım, Replikant olarak bilinen kaçak androidleri avlayan bir ödül avcısının, emekli polis memuru Richard Deckard'ın öyküsüdür. Bıçak Sırtı kafaları karıştıran, oldukça yenilikçi bir filmdir. Bilinen kurgunun sınırlarını ve distopya anlayışını yeniden tanımlar.
"Distopya kaybolmadı, sadece değişti."
Bıçak Sırtı'ndan evvel distopik filmler, görünürde mükemmel ancak derinlerde ruhsuz olan toplumları içerirdi. "Logan'ın Kaçışı", "Buğday" ve "Fahrenheit 451"de olduğu gibi içerdiği toplumlar sağlık, mutluluk ve barış yanlısı görünümdeydi ancak her zaman bir şeyler eksikti. İnsanlığın bazı unsurları ortadan kaldırılmıştı. Bu kavram, karşı-kültür ve 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkarılan uygun toplum modeli arasındaki çatışmaya mükemmel bir şekilde uymaktaydı ancak Bıçak Sırtı bunu tamamen değiştirdi.
"Bilim kurgunun daha önce takip ettiği şeride farklı bir şerit daha ekleniyor."
Bıçak Sırtı, ayrıca bilim kurgu sınırlarını tek elden genişletir, peki nasıl? Bilim kurgu kalıplarını ve geleneklerini takip etmesi gerekmediğini ve herhangi bir öykünün de bilim kurgu olarak yorumlanabileceğini fark eder ve bunu gerçekleştirir.
Öykü, 2019 yılında, geleceğin artık bunaltıcı bir yaşam alanı haline geldiği bir dönemde geçer. Tyrell Şirketi gibi büyük üretici firmalar replikant isimli, dış görünüm olarak insan türünden ayırt edilemeyen robotlar üretmektedirler. Dünya dışı kolonilerin tehlikeli ve illegal işlerinin halledilmesi için kullanılan bu robotlar, Richard Deckard adlı eksi bir polis memuru tarafından yakalanmaktadır. Uzman bir ödül avcısı olan Deckard, görevini bıraktığı dönemde, Los Angeles'a gelen bir grup replikantı yakalamak için verilen son görevi kabul eder. Ancak milyonlarca insanın yaşadığı bir şehirde, görünüm olarak insanlardan hiçbir farklı bulunmayan bu robotları teşhis etmek, hiç de kolay gibi görünmemektedir.
Facebook Yorumları