"Zaman, onu kullanmayı bilen biri için yeterince uzundur."
Jack Bauer'i tanıyınca asla sıkıcı bir gün geçirmeyeceğini fark ediyoruz. Jack'i her gördüğümüzde şafaktan gün batımına ve tekrar şafağa kadar sürekli olarak uykusuz bir biçimde ABD'yi teröristlerden, suikastçilerden, sinir gazı bombalarından, nükleer silahlardan ve elektronik bomba düzeneklerinden kurtarışına tanık oluyoruz. Kötü adamlar her yerde; kılıkları, teknikleri, web bilgileri günden güne değişiyor ama aksiyon her zaman aynı tadında kalıyor.
Bauer Emniyet Birimi'nin en gözde ve saygın ajanlarından birisidir, Jack. Korkusuz, gözü pek, güven veren, çevresinde dönüp dolaşan psikotik olaylarla mücadele edecek donanıma ve tecrübeye sahip, eski bir kahramandır.
Öykü, önümüzdeki 24 saat içinde Amerika topraklarında gerçekleşecek yıkıcı bir terör saldırısı bilgisine şahit oluşumuzla başlar. Los Angeles Terörle Mücadele Birimi'nin acil olarak bir şeyler yapması ve bu saldırıyı bertaraf etmesi gerekmektedir. Bunun için en doğru kişi ajan Jack Bauer'dir ve kaybedecekleri bir saniye bile yoktur.
Politik çıkmazların ortasında 24, seyirciye yeni bir enerji sunar ve bilindik tüm Tv yapımlarının geleneksel kalıplarının dışına çıkarak daha farklı bir heyecan yaratır. Mini seri olarak her hafta, sizlerin takip edebilmesi için elinden gelen gerilimi yaratır ve bu gerilimi bir sonraki haftaya taşır.
Çok yönlü orijinal eylemlerden oluşan ve merak içerisinde beklediğimiz her sonraki bölüm, cesur ve pahalı görsellere sahip bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sakat zemin üzerinde endişeli bir şekilde işlerini yapmaya çalışan Terör Birimi çalışanları, bu zorlu gerilim atmosferini ve dizinin duygusal hikayesini çok iyi yansıtıyor.
Sinema kalitesinde dramların yaygınlaştığı bu dönemlerde 24, her hafta dikkatleri çekmeyi başarmış. Bazı terör gruplarına göre çok ciddi ve tehlikeli oyunlar oynayabilecekleri Los Angeles'ta, gösterinin destansı bir ölçüde sunulması için elinden geleni yapar ve bizler de endişeli bir şekilde takip ederiz.
Tüm dünyanın ve Amerika'nın nabız artışı, tükenmişlik, su kaybı ve kas ağrıları içerisinde, zaman ve mekan arasında geçen kaybolmuşluk hissini duyarak izlediği, bol bol sorulara sahip bu drama gerçekten en iyisi olmayı hak ediyor mu? Kesinlikle bize yaşattığı dram ve beklentiyi durmadan zorlar; iç ve dış tehdit her zaman her yerde standarttır.
Facebook Yorumları