Bir trajediyi anlatmadan önce onu hissettirmelisin. Scorsese her ikisini de başarılı bir şekilde yapıyor.
Bazı insanları çevresi yaratır, bazı insanlar çevresini yaratır.
Biz seyirciler için popüler eleştirilerin elde ettiği çoğunluğun ardından bir fikre kapılmak oldukça kolay; eğer herkes iyi yorum ve puan verdiyse o filmi mutlaka sevmelisiniz. Ama itiraf etmeliyim ki bazen tam tersi durumlarla karşılaşmanız da muhtemel. Herkes bir film üzerinde yoğunlaşırken belki bunu sen de yapmalısın. Kötü bir film izleme ihtimalini asgariye düşürmekten daha iyi ne olabilir ki?
Gerçek şu ki, ne kadar çok film izlerseniz ve bunu ne kadar çok deneyimlerseniz kendi fikriniz de o kadar netliğe kavuşur. Misal, en iyi filmler listelerinde nadiren karşınıza çıkacak olan Martin Scorsese filmi "Köstebek" de kendine methiyeler düzülmesine rağmen hala birilerinin gözünden kaçmış olabilir. Ben buna izin vermeyeceğim.
Bir şeyi yapmadan önce ne yaptığını bil..
Hikaye, mafya ve polis teşkilatı arasında geçen amansız savaşa odaklanıyor. Uzun yıllardan beri mafya tarafından polis teşkilatına sızmak üzere yetiştirilen gizemli adamlar son derece iyi pozisyondadırlar. Bir yandan polisin de aynı amaçla yetiştirdiği adamlar mafya içinde cirit atmaktadırlar. Vakit her şeyin açığa çıkma vaktidir.
Eleştirmenlerin beğenisini toplayan Köstebek'in merkezinde, gizli hayatlar yaşayan kanun kaçaklarının birbirleriyle çatışmaları yatıyor. Martin Scorsese yoğun suç ve onun yarattığı sonuçları konu alan bu hikayesinde her yaşa hitap edecek bir kadro yönetiyor. Bu yakıcı ve gözlerimizi alamayacağınız bir yapım; tıpkı elinde tabancası olan bir suçlunun ya da polisin gözlerinin içine bakmak gibi.
Facebook Yorumları