Hikayedeki beklenmedik kırılma, filmin belirsiz sonunu derinleştirir ve daha güçlü hale getirir.
Olmak ya da olmamak.
Dürüst olmak gerekirse bir arabanın şoför koltuğunda oturan, zayıf ve moralsiz, İran caddelerinde dolaşan sıradan bir adam hakkındadır bu film. İlginç ve ya ilgi çekici görünmüyor. Ancak kamera arkasındaki ismin Abbas Kiarostami olduğunu öğrendiğimizde araba süren zayıf bir adamdan daha fazlası olacağını fark ediyoruz.
Çünkü Kiarostami'yi tanıyanlar filmlerindeki ters köşe anlatım tarzını bilir. Politik ve felsefi sorunları aleni bir şekilde göstermek yerine, onları derin mesajları olan sıradan filmlere enjekte eder.
Ta'm e Guilass, intihar ettikten sonra kendisini gömecek birilerini bulabilmek için Tahran'ı dolaşan bir adamla ilgili minimalist bir filmdir. Neden ölmek istediğini asla öğrenmeyiz. Arabasıyla ilerlerken çeşitli adamları arabasına alır.
Kiarostami diyalogları, elinde bir senaryo olmadan ya adamın bakış açısından ya da yolcunun bakış açısından aktararak tıpkı bir dizi röportaj gibi doğaçlamıştır. Adamın mezarında ölümü beklediği son, şaşırtıcı biçimde mutluluk hissi yaratır.
Facebook Yorumları