Görevleri, borçlu insanları psikolojik baskı ile köşeye sıkıştırarak yapabilecekleri en yüksek tahsilatı yapmak olan Duygu ve Bahadır, Ceren adlı bir kadını takibe alır.

İşsizlik korkusunun duyguları nasıl yokettiği, mantık ve hissin aniden nasıl kaybolabileceğini anlatan çarpıcı bir film.

İnsanlar her durumda ikiye ayrılır:  'borçlu-alacaklı, patron-çalışan, zengin-fakir'... Bunlardan hangisi olacağınıza siz karar veremezsiniz. Ama, av mı ya da avcı mı olacağınıza siz karar verirsiniz. Bazı orta sınıf yöneticilerin ve şirket kurulu üyelerinin duyguları olmadığını film, yukarıdaki sözlerle ortaya çıkarmayı amaçlıyor.

Malzeme tam olarak yeni olmasa bile, iyi performanslar ve karakter ayrıntılarına detaylı birbakış bile yönetmenin takdir edilecek bir şey ortaya çıkardığını netleştirir.

Duygu ne pahasına olursa olsun borçları tahsil eden genç bir şirket çalışanıdır. Hırsı ve acımasızlığı onu kısa sürede şirketin en başarılı elemanlarından biri haline getirir. En yüksek tahsilatı yapan çalışanların ek primle ödüllendirildiği bu firmada Bahadır adında enaz onun kadar hırslı biriyle büyük bir rekabete girişir. 

Bir gün bu ikili, Ceren adında bir kadını takibe alır.

Helen Keller bir keresinde şöyle yazmış.'Bir kapı kapandığında diğeri açılır'Ama çoğu zaman kapalı kapıya o kadar çok bakarız ki, Ceren gibi biz de açılan yeni fırsat kapılarını görmeyiz.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları