Kuşatma altındaki bir şehrin vicdanları sızlatan görüntüsü.
Mig-29, Su-25 jetleri, helikopterler, varil bombaları, füzeler. Tüm bu saldırgan savaş aletleri habersiz gökyüzünde dolaşır, canınızı yakar ve bölgeden uzaklaşır. Önceden bir uyarı onlar için gerekli değildir. Beşir Esad rejiminin bir askeri isyancı güçler ile çatışırken bu tehlikeli oyuncaklar tarafından ciddi bir hasar alır ve konuşma yetisini kaybeder.
Baas yönetiminin uzman bir teğmeni Ahmet, savaş esnasında yara aldı ve artık konuşamıyor. Rejim tarafından geri hizmet olarak bir depoda fotoğrafçı olarak görevlendirilir.
Bu kapalı kutu rejim tarafından katledilen muhaliflerin cesetleriyle doludur. Orada gördükleri karşısın da vicdan azabı duymaya başlayınca, bu suçun ortaya çıkarılması için gizlice görüntüler çekmeye başlar.Üst düzey korunaklı askeri depodaki tüm stratejik bölgeleri bir flaşbelleğe kaydeder.Ahmet bu flaşbellekteki fotoğrafları Suriye'den çıkarıp basına verme kararı alır.
Zamanla alışırsın...
Bu dramın konusu savaşçılar veya savaş değil daha çok kahramanın vicdanı hakkındadır. Ciddi ve basit bir soru sorar aslında; siz olsanız ne yapardınız.
Facebook Yorumları