İskoç kökenli uzman bir avcı olan Hugh Class, bugün Kuzey Dakota olarak bilinen bölgede gerçekleştirilen av gezisinde bir ayının saldırısına uğrayarak ölümcül bir şekilde yaralanır.

Kuzey soğuklarının merkezinde yorucu ama sürükleyici bir hayatta kalma hikayesi.

O yolu küçük bir intikam için geldin, öyle mi?

Bazılarımız intikam hikayelerini sevmeyebilir ama ben onlardan biri değilim. Göze göz dişe diş, kan davası vb. hikayelere hiç girmiyorum bile. Bazılarımız intikam duygusuna sahip bir karakterden etkilenmeyebilir, kahramanın kötü adamı gözü dönmüş bir şekilde öldürdüğünde oluşacak rahatlık duygusunu hissetmeyebilir. Şiddet ve öfke bazılarımız için pek bir şey ifade etmeyebilir. 

Fakat Hugh Class için bu duygu çok şey ifade ediyor.

Bir hayatta kalma hikayesi olan The Revenant, 127 Saat ve 12 Yıllık Esaret gibi ahlaksız insanların elinden kurtulmayı amaçlayan filmlerin dışında bir film. Daha çok ahlaksız insanların peşinde, yorucu yolculuk yapmayı amaçlayan bir film.

Diriliş için hem hayatta kalma hem de intikam öyküsü diyebiliriz. Ancak ikinci tanım bir öncekinden daha ağır basıyor gibi...

Hugh Class kürkleri için hayvanları avlayan Kuruluş Ordusu için çalışan uzman bir tuzakçıdır. Fakat avlandıkları bölgede kendilerinden başka hem yerliler hem de Lejyonlar kol gezmektedir. Bir av sırasında boz ayı tarafından ölümcül bir biçimde yaralanan Hugh Class'ı, yavaşlamamak adına ekibi geride bırakır.  

Fakat bölgeyi herkesten daha iyi bilen avcı Hugh hayata tutunur ve oldukça yavaş da olsa yaraları iyileşir. Zira yaşama tutunması için oldukça geçerli bir sebebi vardır.

Birdman'de da olduğu gibi tematik açıdan Inarritu sinemasında yepyeni bir alan açıyor. İyi noktalara temas eden görüntü-sanat yönetimi, Leonardo Di Caprio ve Tom Hardy'nin Oscarlık performansları, ele aldığı temalara hakimiyeti ve sinema duygusunu The Revenant sonuna kadar yansıtıyor.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları