"Cenk ölünce kaybedilmez. Cenk, düşmanlarımıza benzediğimizde kaybedilir."

Oğuzların Bozok kolunun Orta Çağ kostümlerine bezendiği seride Süleyman Şah'ın asil oğlu Ertuğrul'un, Bozok hanesini Moğol istilasından kurtarabilmesi için önce Özbekistan, Türkmenistan, Azerbeycan ve sonrasında ise Doğu Anadolu'ya doğru yolculuğunu tamamlaması gerekir. Trabzon Rum İmparatorluğu ile olan savaşlarını konu alan bu mini seride, Ertuğrul'u Engin Altan Düzyatan, Süleyman Şah'ı ise efsane aktör Serdar Gökhan canlandırmaktadır.

Dizide kimi zaman kasıtlı olarak aşırıya kaçan diyaloglar, aksiyon sahneleri, Orta Çağ'a ait yerel kostümleri ve tarihi gerçeklerin efsanevi bir dille hikaye haline getirilmesini izliyoruz. Ancak bence bu gösteriyi gerçekten üst düzey yapan ana hikayenin uyarlanma ve kurgulanma keyfi ve karakterlerin modern halde sunumu... Şovun ana yıldızlarına kadar herkes, zamanının bir bölümünü bir çizgi ve hareket dizilimi halinde sergilemekten hoşlandığını açıkça belli etmektedir.

Ertuğrul'un sadık yan karakterleri ve yol arkadaşları olarak karşımıza çıkan, izleyicilerin fark ettiği ve başarılı bir oyunculuk sergilediği Bamsi Beyrek ile Doğan Bey gibi seyirciye gerçeği bariz bir tiyatral halde sunan sağlam bir kadro var diyebilirim. Kadro üzerine düşeni yapmakta ve en iyiyi en iyi şekilde, akrobatik ve kareografi dolu dövüş sahneleri ile tarihi üst performanslara ve çok çalışmaya dayalı bir şekilde sunmaktadır.

Olumlu eleştirileri hak eden ve dikkate alınacak hayran kitlesi oluşturan Ertuğrul -doğruluk, karakterler ve durumlarla ilgili her ne kadar bazı kesim ve eleştirmenler gerçekçilik payı yok dese de- bu zamana kadar yapılmış ve yazılmış en düzgün dizilerden biri. Hikaye anlatımı ve akılda kalıcı dövüş sahneleri için gösterdiği yeterli gayreti biz Ertuğrul sevenleri memnun etmekte. Bu nedenle gençlik ve çocuklar için güzel bir tarihsel gezinti ve orijinal hikayenin keşfedilmesi için bir davet sunar yapım. 

Ertuğrul'u izlediğimiz bu mini serilerde Moğollarla olan zorlu mücadelesine, davasının peşinden gitme kararlılığına ve arzusuna, kardeşlerinden ayrılıp tek başına olan yolculuğuna, yalnızlıkla yüzleşmesine, yolun zorluklarına, doğa anayla olan mücadelesine, farklı insanlarla tanışmasına, yeni yerler keşfetmesine ve bu çetin yolda karşısına çıkan tüm zorlukları seviye seviye atlayarak devamlılık göstereceğine, kılıcını durmadan bilemesi gerektiğine, atının en sadık yoldaşı olduğuna, kah kılıcını kah zekasını kullanması gerektiğine, tapınakçılar ile mücadelesine, Simon ile olan diyaloglarına ve ihanetine, sadakatine, evrilmesine ve bir bey olmasına birlikte tanıklık ediyoruz. Bu yol kolay değil.

Maceralar, zaferler ve meydan okumalarla geçen bir serüven ve tarihe yapılmış bir övgü.

"Sonsuza kadar adalet, sonsuza kadar hürriyet."

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları