Bir devrim başlatmak zordur
Kurmaca anlatımda, savaşı ve politik mücadeleyi ele almanın pek çok yolu vardır. Sinemacılar, çevrelerindeki dış çatışmanın giderek yükseldiği sivilleri izleyerek hümanist bir bakış açısından yaklaşabilir ya da görevlerini yerine getirmekte olan sıradan askerleri izleyerek görevlerini yaparken karşılaştıkları ahlaki krizleri izleyebilirler.
Savaş ile ilgili filmlerin büyük çoğunluğu bu iki bakış açısından birini benimsemeye eğilimlidir. Fakat Özgürlük Savaşı Cezayir'in Fransızlardan bağımsızlığını kazanma girişimlerini izlerken bir gazetecinin bakış açısını benimser. Yani çatışmaya asli olarak yaklaşır ve anlatı, önemli olayların gelişmesini izler. Başta Yzb. La Pointe olmak üzere anlatıda öne çıkan kişiler olmakla birlikte bu tek bir bireyin hikayesi değildir.
Cezayir Özgürlük Savaşı çatışmanın tüm dehşetini gösterirken bugün hala geçerli olan bir konuyu, savaşta doğru ve yanlış meseleleri gündeme getirir. Pontecorvo her iki tarafı da gayet adilce tasvir eder. Bağımsızlık savaşçıları işgalci Fransız askeri polisiyle doğrudan savaşmasına yetecek araçlardan ve insan gücünden yoksundur, FLN bu nedenle gerilla savaşına ve terörizme başvurur.
Direnişçileri çökertmek için gerekli bilgileri elde etmek amacıyla sorgulamalarda şiddete, işkenceye başvuran Fransız ordusu ise ahlaktan kendi paylarına düşen tavizleri vermektedir. Film, akıl almaz biçimde işkence edilen ve aşağılama amacıyla Fransız askeri üniforması giydirilen Cezayirli bir adamla başlar ve biter. Direniş hareketini çökertmekle görevli Albay Mathieu, görünüşünden dolayı Cezayirli adamla dalga geçen askerlerden birini paylar.
Facebook Yorumları