Ellerinde etkili bir bildiri bulunduğuna ve kısa bir süre sonra gerçekleşecek darbenin başarısında önemli bir rol oynayacağına inanan ordudan yeni ihraç edilmiş bir grup subayın, bir gece boyunca süren sıra dışı maceraları.

"Her şey planlandığı gibi ilerliyorken hesapta olmayan bir şey bütün planları bozar: Sivil hayatın gizemli gücü."

Mehmet Fazıl Coşkun -ismi aylar evvel Venedik Film Festivali'ne katılmadan önce- "Uzak" ve "Yozgat Blues" gibi başarılı birkaç projenin ardından "Anons" filmi ile nihai olarak özel jüri ödülüne kavuşur. Gerçek hayatta, gerçekleşen düzinelerce başarılı darbe girişimi olduğu gibi 15 Temmuz gibi başarısız darbe girişimleri de var. Benzerine tanıklık ettikten birkaç yıl sonra, 21 Mayıs 1963 yılında Ankara'da gerçekleşen başarılı darbenin bir de İstanbul ayağı vardır. Ve bu görev Albay Talat Demir'in bilinmeyen traji-komik vakasına odaklanmaktadır.

Gerçeğin kurgudan daha sert olduğunu belirtmek gerek ve bilinen darbe teşebbüsü ve ağır sonuçları hakkında söylenecek çok şey var. Film de bunu kendi diliyle başarıyor. Şu anda dünya siyasetinde yaşanmış/yaşanmamış onlarca inanılmaz olay göz önünde bulundurulduğunda yeni teşebbüsler, yeni yer kapmalar olmayacağını ve huzurlu bir şekilde ilerleyecek rejime sahip olunacağını söylemek yanlış olur.

"Riskli bir modernleşme çabası."

Tarih, takvimde 22 Mayıs 1963'ü gösterdiğinde Türkiye'de hüküm süren sosyal ve politik gidişattan memnun olmayan bir grup subay, bir darbe hazırlığı içindedir. Ankara'daki tertipleri hükümeti devirirken İstanbul'daki dört kişi, ulusal radyo istasyonunu ele geçirerek ellerindeki bildirileri okumak için riskli ve nabzı yüksek bir görev üstlenirler. Bununla birlikte hiçbir şeyin planladıkları gibi gitmemesiyle birlikte akıl almaz bir hal alır . Kendi askeri grupları ile hiçbir iletişimi olmayan, sinek kaydı tıraşlı, omuzlarında parlak yıldızlar bulunan şık bir üniforma ve yeni boyanmış postallar içindeki bu birkaç komplocunun, çok başarılı gördükleri planları büyük bir hayal kırıklığına doğru uzanır.

Anons, gerçek ve ağır bir hikayeden yola çıkar ve onu kara-komedi ve kafka-esk sosyal taşlamanın sade bir karışımı haline getirir. Yönetmen, politik sistemleri istifa noktasına gelen bir ülkedeki çirkin kaotik ortamla alaycı bir şekilde dalga geçer. Büyük ölçüde yakın çekim kullanılarak grubun sürekli kötüleşen çıkmazlarını ve belirginleşen başarısızlık hislerinin yarattığı endişeli halleri çok gerçekçi bir şekilde sunar. 

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları