"+Seni Seviyorum. -Biliyorum."

Bir Yıldız Savaşları hikayesi için yeterince cool, eğlenceli ve mizah tarzı yaşamış olduğumuz dünyaya uzak bir eğlence duygusuna sahip film, Han Solo. Genç Han  ile tanışıyoruz ve kesinlikle bilindik "Yıldız Savaşları" kalitesinde bir tanışma oluyor bu tanışma. 

Kendine has ve özgün entrikalarını, hikayelerini ve esnek ahlaki tutumunu hatırlatan filmde, etrafta herhangi bir Jedi ya da kahraman göremiyoruz. Aksine galakside yaşayan yetersiz, kuralsız ve servet avcılığı peşinde koşan bir sürü ayak takımı ile karşılaşıyoruz ve bu karşılaşma, zaman zaman geniş esprili ve avam bir solo film ortaya koyuyor.

Yıldız Savaşları'nda bir kovboy karşımıza çıkıyor. İlk izlenim olarak Amerikalı bir kovboy görüyor gibiyiz, bu nereden geldiğini unutmayan ve atalarına saygı duyan bu hikayede. Önceden tanımış olduğumuz ve çok sevdiğimiz "Harrison Ford'un" yeni adaptasyonu ile tanışıyoruz. Bir şeyler eksik gibi olsa da bir gün büyük bir pilot olma hayalleri kuran bir suçlu olarak beliriyor filmde, Han Solo. Kendi kız arkadaşı Qi'yi bulmak için önceden kaçmış olduğu gezegene tekrar geri dönmek zorunda olan bir maceracı.

Hayal edebileceğimizden daha çok aksiyon sahnesine sahip, daha fazla karakter odaklı ve her yerde android görmediğimiz bir hikaye ile karşılaşıyoruz. Neyse ki hikaye, izlemiş olduğumuz orijinal filmden kalma beklentilerimizi karşılıyor.

Film çok öncesine, Han'ın 20'li yaşlarına gider. Falcon gemisine nasıl sahip olduğunu, en sadık yol arkadaşı ve ortağı "Chewbacca" ile nasıl tanıştığını, zorlu yaşam koşullarını ve en başından beri bir kaçak, bir asi, emir almayı sevmeyen, yalnız yaşamı seven ve kimseye adını dahi söylemeyen ve angarya işler peşinde koşan bir korsan olarak yaşamını sürdürmesini  izliyoruz. Arkada bir yerlerde çalan o eşsiz müzik ve kendine has bilinmedik, şaşırtıcı bir kaliteye sahip görsel sunum sayesinde bize sadece Lucas Film'in hissettirebileceği duygusallık ve üst düzey anlatımı ile inanılmaz bir Han Solo görüyoruz.

"Yalnızlık" burada karşımıza çıkan en etkili şeydir. Han ve Chewbacca'nın dostluğuna dair güçlü bir his sunar; nasıl oluştuğunu, nasıl katılaştığını ve her birine neler kattığını hissederiz. Solo'nun iç dünyasını ve tam resmi gördüğümüze göre ikili arasındaki sahnelerde var olan masum neşenin, hüzünlü bir alt yapıya sahip olduğunu anlarız.

İkili arasındaki dostluk kadar çekici olan güçlü bağı ve beklenmedik bir şekilde birlikte çıktıkları seyri takip ederiz.