Ağladı, bağırdı, konuştu ama hiçbirinden dolayı Oscar kazanamadı. Bu sefer oldukça sessiz?
Gelecek yıldızlarda.
Başka dünyalara dair duyduğumuz merak ve keşif duygusu olmadan bildiğimiz bilim kurgu da olmazdı. Kuşkusuz bu duygu, filmin ilham aldığı odak noktadır. İnsanoğlunun diğer gezegenlere ayak basması zamanında bir umut olsa da üzerinden yıllar geçti.
Şimdi ise daha derin fantezilerin odak noktası "yalnızlık". "2001: Bir Uzay Yolu Macerası" ve "Solaris" gibi sinema-sanat klasiklerine uyum sağlayan "Yerçekimi" ve "Yıldızlararası" gibi filmlerde de bu yoğun duygu çokça karşımıza çıktı.
Daha önce kimselerin ayak basmadığı yerlere ayak basmak çok havalı olabilir. Ama aynı zamanda uzun yıllar aileden ve evden uzakta kalmak ve karanlığın ortasına girmek, kendinizi insanlığın geri kalanından soyutlamak anlamına da geliyor.
Yıldızlara Doğru, modern Amerikan sinemasının bilinen ismi James Gray'in birçok filminden beklediğiniz tarzda geleneksel bir anlatımda ilerlemektedir. Resmen bu, yönetmenin ilk bilim kurgu çalışmasıdır. Fakat ruhu, son filmi "Kayıp Şehir Z" ile aynı boyuttadır. Her iki film de bilinmeyen bir yolculuğa çıkan yalnız iki karakteri takip etmektedir.
Öykü, bir bilim kurgu filminin başlaması gerektiği gibi başlar. Muhteşem bir manzara eksikliği olmamasına rağmen, tüm açı eşsiz manzara olarak düşünülen Brad Pitt'in yüzüdür. Sürekli olarak yakın çekim gösterilir; kamera, duygusal olarak kopacağı o zayıf anı beklemektedir.
Facebook Yorumları