İnanılmaz bir şey oldu ve birilerine anlatmalıyım... Bir "Sir" ve bağımlılığı hakkında harika bir film yapıldı.

Biri benim için çığlık atıyorsa, muhtemelen korktuğundandır.

Şüphesiz 2019 yılı, "Bohemian Rhapsody" gibi müzikal bir filmin başarısının ardından, Rock yıldızlarına odaklanan biopik film yapım mantığını yeniden canlandırdı. Neden olmasın ki? Şimdi ise Prenses Diana'nın cenaze töreninde beyaz piyanonun başında gördüğümüz "Sir" Elton John'un tuhaf, çirkin ve göz kamaştırıcı hayatına mercek tutan bir film ile karşı karşıyayız.

Gerçek bir hayale dayanmaktadır.

Neredeyse En İyi Film Oscar'ını kazanma ihtimali elde eden "Bohemian Rhapsody" ve "Bir Starın Doğuşu"nun ardından şimdi de Rocketman. Yönetmen Dexter Fletcher hikayenin etrafında oyalanmıyor; direkt şaşaalı bir giriş ile başlıyor. Turuncu melek kostümü, kanatları, boynuzları ve mücevher kaplı kalp şeklindeki gözlüğü ile bu kare, bir festival yahut konser alanına girişi göstermez. Bu gösterişli giriş sahnesi, Elton John'un bağımlılığından kurtulmaya çalıştığı sağlık kurumuna aittir.

Müziğin ve sinemanın ilk buluşması bu değil ve neden son olsun? Bu iki sanatın güçlü ve yaratıcı tarafı, bizlere her zaman keyif vermiştir. Peki şimdi neden vermesin? Büyük ve parlak ekranlardaki bu buluşma, müzikal bir anlatım için olabilir; "Rocketman" müzikten çok 'müzisyen'i konu alan, altyapısını melodilerin oluşturduğu güçlü bir film.

Elton John ve  Elvis Presley gibi ikonik isimlerin afişlerdeki varlığı bile film için bir merak etkisi yaratır. Filmin afişinde yer alan başrol oyuncusu "Tarren Egerton" isminin "Bu kim ya?" etkisi yaratması gibi. Nasıl ki "Müslüm" filminde Timuçin Esen gibi tanınmış bir ismi oynatmak riskli bir fikirdi, bu filmde de daha önce tanımadığımız bir ismin oynaması o denli riskli. Ama belki de Cv'sinde 'Şarkıcı' yazması, onu ideal isim haline getirmiş olabilir. 

Bizi iyi bir filmin beklediğine oldukça eminim. Sonuç olarak başta da belirttiğimiz öncü filmleri dikkate alınca, bu işe harcanan mesai ve emek de hesap edilince, hoş bir görüntü ve müzik eşliğinde duygusal ve eğlenceli bir hikaye ile karşı karşıyayız diyebilirim.