Her lanet kırılabilir, sadece inanman gerekir.

Peri masalları üzerine bir mini seri izliyoruz. İlgi çekici bir öykü için görsel bir cazibeye sahip. Fazla göze batmayan küçük birkaç görsel eksiklik dışında B kalite bir yapım olarak iyi duruyor ve kendi belirlemiş olduğu diyaloglara ve üslubu pek çekici olmayan karakterlere sahip. Seyirciyle iyi bağ kuramayan ancak gençler için izlenilebilir, kaliteli yetişkinler içinse standartların üstünde, vasat olmayan ve yıllar boyu vitrinde kalmış Sihirli Annem anlatısına sahip, gerçeği ve kurguyu iyi bir sunum halinde ekranlara yansıtan bir seri izliyoruz.

Dizi görsel animasyon bakımından iyi bir kabuğa sahip olmuş olsa da kendi sanatsal sunumunu yansıtamaması, bizden bir puan düşürüyor ve Disney animasyon filmlerine benzer klişelikte ilerleyişi çok şık görünmüyor. Disney yapımlarını andıran ve düşkünleri için zarif bir sürpriz olan, yetişkinler için izlenmese de olur boyutunda ilerleyen, +18 altı için uygun, günümüz ve efsanevi masallar arasında değişen öykü; yakışıklı prens, güzel prensesler ve diğer masal karakterleri ile devam ediyor.

Bildiğimiz klasik masallarda esas oğlan ve esas kız sonunda mutlu olurlardı; masal biter, biz de işimize gücümüze bakardık. Ama buradaki karakterlerin hepsi masaldan çok gerçek bir hayat sunmakta, faturalarını ödemekte, çocukları için endişelenmekte ve trafik cezası ödeyerek evinin geçimini sağlamakta.

Peri masalları aracılığıyla dizi başlar ve önemli bir gerçeğe değinir: Hepimiz göründüğümüzden daha fazla potansiyele sahibiz. İstediğimizde daha kötü biri olabilir ya da şimdikinden daha iyi birisi haline dönüşebiliriz. Kurgudan uzak hayatımızın harika, mucizevi ve son derece imkansız hediyeleri olduğunun anlaşılması için çabalayan, gerçek ve kurgu savaşı veren bir masal vardır ortada ve tek istediği herkesin mutlu bir son yaşamasıdır.

Disney'in yaratmış olduğu dünyayı seviyorum, kendini güvende hissettiğin bir dünya. Kötülerin bile saf kötü olduğu 'Game of Thrones'tan bildiğimiz salt kötülüğün dışında bir anlatım sunan, karanlığa bile sim serpiştiren, kendi manüel ayarıyla tonunu birkaç tık açarken bile kendi ahlaki pusulasından uzaklaşmayan ve bunu yaparken kullanmış olduğu üslup ve melodramın çok şık ve nostaljik durduğu bir dünya, Disney dünyası.