Kimseye bu zamana kadar bir yararı dokunmamış bir hırsızın hayat felsefesi, piyangodan büyük ikramiyeyi kazanınca anında değişir.

"İyilik iyilikten, kötülük kötülükten doğar."

Sabah erkenden kalktınız. Televizyonu açtığınızda karşınıza çıkan bir sunucu bugünün şans oyunu numaralarını açıklıyor ve bu açıklanan numaralar sizin oynadığınız bilete vuruyor. Evet yanlış duymadınız, haftanın kazananı sizsiniz ve büyük ikramiyeyi tutturdunuz. Geriye kalan tek şey bileti alıp parayı tahsil etmek. Ceketinizi giydiniz ve hızlı bir şekilde caddeye indiniz. Karşıdan karşıya geçerken bir kamyon hızlı bir şekilde size çarptı ve hastaneye kaldırıldınız. Sizce bu ne ?

Benim Adım Earl, Tv'de görmeye alışık olduğumuz sit-comların aksine düşük bütçeli yapımlarla daha çok ortak noktası var. Earl, geçmişinde kapkaççılık ve hırsızlık yaparak gününü kurtaran, çevresindeki toplum kurallarına duyarsız, geçmişi kötü aktivitelerle dolu, suç dosyası kabarık bir karakterdir.

Bütün hikaye bu kişinin etrafında dönmektedir.

Kuralsız ve düşüncesiz Earl'ün ilk defa şans yüzüne güler ve bir gün önce oynamış olduğu piyango biletine büyük ikramiye vurur. Ne yazık ki şansı, her zamanki gibi fazla uzun sürmez. İkramiyeyi almaya gittiği esnada dikkatsiz bir şoförün kullanmış olduğu kamyonun altında kalır. Koma sonrası, hastanede düşünecek çok vakti olur. Tam da bu esnada Tv'de "Karma Felsefesi" ile karşılaşır; bu felsefeyi öğrendikten kısa bir süre sonra geçmiş hatalarını düzeltmeye ve üzerindeki kara bulutlardan kurtulmaya çalışır. Geriye bir liste yapıp geçmişte mutsuzluğuna sebep olduğu kişilerle yüzleşip mağduriyetlerini gidermek kalır.

"Karma" kavramı, geçmişin zararlı yönlerini bugünün faydalı eylemleriyle düzeltme ve duygusal olarak arınma ritüeline sahiptir.

Kahramanımız Earl, her kurbanın sorunlarına gerçekten katılır ve beklenmedik sorunlarına bir şekilde yardımcı olur. Bu sayede başkalarına yardım ederek kendi negatif yaşamını daha iyi bir hale getirecektir.

Öyküye dikkat edecek olursak Earl, düz bir fikir ile karşımıza çıkar. Ancak onun eğlenceli ve bir o kadar ciddi bir şekilde bu fikri uygulayış metodu ve aşırı konsantrasyonu, dikkat çeker. Onun karma felsefesinin sabit özel iddiası başkaları üzerine değil, kendi üzerine odaklanmaktadır. Listedeki kimseyi es geçmez. Listenin sonuna kadar kontrol ederek insanları ve problemleri düzeltme gerçeğine sahip olmaktan ziyade daha çok bir iş gibi görünmektedir.

Aslında hepimiz bir bakıma hayatımıza farklılıklar katmak istemiş ve çokça "Neden ben?" demişizdir. Karşımıza tam da bu kader ve yaşam meselelerine karşı gelmeksizin hayatını değiştirmeye mecbur bir kişi çıkar ve senin benim yapmaya cesaret edemediği bir şeyi dener. Başkalarına karşı göstermiş olduğu davranışları düzeltmek için kendini zorlar ve hata ve günahları için birkaç acele düzeltici eylem yaparak herkesin yapmakta zorlandığı bir şeyi dener. Burada, başkası için daha iyi bir dünya kurarak kendimiz için daha iyi bir yaşama sahip olma fikri sunulur ve bu sunum hepimiz için bir ders niteliği taşır.

Kim bilir belki de listede bizler de varızdır?

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları