Yakın zamanlarda ortaya çıkan "Shadow" adında eski bir hükümlü.

Amerikan Tanrıları  kitabını okumuş biri aşırı heyecanlanabilir çünkü Neil Gaiman'ın bu kitabının milyonlara ulaşan satış rakamıyla yakaladığı başarı ve kitle hafife alınamaz. Ancak sorun şu ki Tv dizisi ile kitabı karşılaştıracak olursanız vasat bir anlatı-uyarlama olduğunu görebilirsiniz. Her ne kadar iyi bir oyuncu kadrosuna sahip olmuş olsa da hikaye biraz kitabın dışına çıkmış. Monolog ve anlatı dışında sinematografi ise çok yaratıcı olmuş.

Hollywood yapımcıları ve senaryo yazarlarının Gaiman'dan daha iyi bir hikaye kurgulayabileceklerine inanmaları, şovun görsel içeriği dışında yarısından çoğunun ekibin kurgusundan ibaret olması ve orijinale hiç saygı gösterilmemesi dikkat çekiyor. Daha da kötüsü ise yazarların siyasi vaazları ve her ne kadar başlarken rahatsız edici durmasa da yarım sezon boyunca bu dini mitlere saldırması rahatsız edici duruyor.

İlk bölümü izlediğinizde İncil'den bir pasajla karşılaşıyorsunuz. Modern bir pasaj-görseli ile İsa Mesih, Rio sokaklarına yürür bir vaziyette resim edilir ve yasa dışı bir göçmendir. Amerika sınırına yaklaştığı esnada boynunda haç kolyesi bulunan koruma muhafızları İsa Mesih'e doğru silahlarını ateşlerler ve İsa, ellerinden ayaklarından yaralanmış bir vaziyette çarmıha gerilir. Bu inanca yapılan bir saygısızlık ve hoşgörülemez, ayıplı bir sanat modelidir.

İkinci bölümde ise Vulcan tanrısı, bir silah fabrikasının sahibidir. Semt ise Nazi benzeri üniformalar giymiş, silahlı, kamera her onlara döndüğünde aşırı gururlu bir duruş modeli sergileyen insanlarla dolu vahşi bir bölge ile çevrilidir.

Neil Geiman'ın eser stilinin tahribine ve dışına çıkarak ihlaline sebebiyet veren bu yapım, elle tutulur sahnelere ve hikayeleme metoduna sahip değildir. Hollywood'un inançlı muhafazakar kesiminin bu anlatıma nasıl bir bakış sergilediklerine dair bir net fikrim olmasa da Türkiye'de, böyle bir anlatı ve toplumun tepkisi az çok kestirilebilecek bir öngörüye sahiptir.

Zamansız ve entelektüel durmaya çalışan dokunuşlarla çevrelenmiş bu kişisel samimiyetteki duygu serüvenini kendince anlatma isteği duyan, durmadan politik mesajlar veren bu yapım şimdiye kadar izlediğiniz en inanç karşıtı mini seri olmuş olabilir. Muhtemelen muhafazakarlar bu bölümleri izlerken biraz alınabilir ve ilerleyen durumlarda aşırı rahatsız olabilirler. Belki de radikaller ciddi bir şeyler gerçekleştirebilirler.

Sanat yapabilmek için atılan bu radikal adım ile bu yapım, inanılan bütün mitlere savaş açmaktadır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları